Sınga 10 yıldır göçmenlerle iş birliği yapıyor: Hayallere kapı açıyorlar

Sınga 10 yıldır göçmenlerle iş birliği yapıyor: Hayallere kapı açıyorlar
19 Ağustos 2022 Gündem Google News

AHENK BAYAZIT- Özgecan, SINGA isimli kurum aracılığıyla göçmenlerin hayallerini gerçekleştirmesi için çalışıyor. SINGA, kendini ‘yerliler ve yeni gelenler arasında tanışma ve iş birliği yapma imkanı yaratan kuruluş’ olarak tanımlıyor. Birçok ülkede göçmenlerin hayallerine ortak olan SINGA, Türkiye’de de ofis açmaya hazırlanıyor. Özgecan Abdülazizoğlu Bouchet ve SINGA’nın kurucularından Guillaume Capelle ile konuştuk.

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan Özgecan, yüksek lisansını Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde Avrupa Birliği üzerine tamamladı. Ardından Paris Başkonsolosluğu’nda çalışmaya başlayan Özgecan, deneyimlerini şöyle anlattı: “Konsolosluktaki görevlerimden biri de ‘vize servisi’ ile ilgilenmekti. Her gün farklı kültürlerden insanlar gördüm. Yıllarca üzerinde çalıştığım bir konu aslında mültecilik. Bu alanda iş aramaya başladım. SINGA’nın göçü pozitif bir şekilde ele alan ve gerçekten insanlarla, onların hayalleriyle tanışma fırsatı veren bir kurum olduğunu fark ettiğim an iş başvurusunda bulundum. Paris (SINGA genel merkezi) koordinatörlüğü görevini aldım.”

ÜCRETSİZ DESTEK PROGRAMI

Özgecan, şöyle devam etti: “SINGA, Lingala dilinde bağ demek. Fransa’da bir mültecinin lokal (yerel) biriyle tanışması, beraber faaliyetlerde bulunması neredeyse imkansız. SINGA işte bu bağı kuruyor. Göçmenleri, bulundukları ülkede iş kurabilmeleri veya projelerini gerçekleştirebilmeleri için network sağlayan bir program sayesinde destekliyor. Bu program, 3 aydan 1 yıla kadar uzayabiliyor ve tamamen ücretsiz. Benim görevlerimden biri de devlet kurumlarından ya da özel şirketlerden finans bulmak. Aynı zamanda herkesin -göçmen veya lokal- pozitif bir ortamda, ortak hobilerini gerçekleştirmesi için alanlar yaratıyordum.” SINGA’da çalışmanın kendisine çok şey kattığını ifade eden Özgecan, “Tarihi daha farklı okumamı sağladı mesela. Marie Curie, Albert Einstein başka bir ülkeye göçmeselerdi potansiyellerini insanlığa aktaramayacaklardı. Şu an Amerika’da milyar dolarlık girişimlerin kurucularının çoğu göçmenler. Göç her zaman vardı ve hep olacak. Bununla savaşmak yerine onun getirdiği zenginliklere, çeşitliliğe, ekonomik kalkınmaya odaklanmak lazım” dedi. SINGA’nın Türkiye’de de bir ofis açmak istediğini belirten Özgecan, “Göçmenlerin çoğunluğu ilk önce Türkiye’de ikamet ediyor ama sonra aynı kişiler Avrupa’da ya da Amerika’da başarılı girişimciler, sanatçılar, bilim insanı olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin potansiyelini gösterebileceği alanlar yaratmamız şart” dedi.

‘TÜRKİYE KÜLTÜREL MODELLERİN EV SAHİBİ’


Guillaume Capelle

Guillaume Capelle, SINGA’nın kuruluş hikayesini ve faaliyetlerini şöyle anlattı: “SINGA’yı 2012 yılında arkadaşım Nathanael Molle ile birlikte kurduk çünkü Avustralya ve Fas’ta topluma katkıda bulunmaları engellenen girişimcilerle tanışmıştık. Mülteci oldukları için zamanlarını idari prosedürlerle harcıyor ve kendilerini merak etmeyen bir toplumla karşı karşıya kalıyorlardı. SINGA, mültecilerin ve göçmenlerin dahil edilmesine yönelik bir çözüm ekosistemidir. Üç tür faaliyetimiz var; ‘yeni gelenler ve yerel halk’ arasında etkileşimleri teşvik etmek için topluluk oluşturma, girişimcileri iş kurmaları için destekleme ve mültecileri yerel halkın evlerinde barındırmak için çözüm üretme.” SINGA’da birçok milletten 5 bin aktif üye olduğunu belirten Capelle,“Bugün Türkiye, dünyada en çok göç alan ilk beş ülkeden biri. Türkiye yeni sosyal, kültürel ve ekonomik modeller inşa etmek üzere 21. yüzyılın göçünü yakalayabilecek ev sahiplerinin ülkesi. Elbette insanları ağırlamak pek çok risk içerir ancak kültürler arasındaki olumlu etkileşimlerden yeni yaşam biçimleri ortaya çıkacaktır” ifadelerini kullandı.