
Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle;Dünyada zorla yerinden edilmiş insan sayısı 84 milyon. Mültecilerin bir yere giderken hayatını kaybettiği bir dünyada bunları tartışmak yerinde değildir. Sorun yazılı metinde değil. 1948’den önce bu metin, Hz. Adem’den bu yana defalarca insanlığın gündeminde olmuş. Bize inancımızın öğrettiği değerlerimize sahip çıkıyoruz. Sorun küresel samimiyettir. Biz bu beyannameye imza attık.
Bizim bir derdimiz var. Dün de samimiydik, bugün de samimiyiz. Dünyaya bu konuda örneklik yapmaya çalışıyoruz. Bu sorunu değerlerimize göre çözmeye çalışıyoruz. Kim ne derse desin, insanlık karşıtlığı yapmaya çalışsın. İnsanlığı yalnız bırakmayacağız. Onların kendi memleketlerine, kendi topraklarına onurlu geri dönüşü sağlanana kadar da hangi insanlık dışılık yapılırsa yapılsın biz bunu yapmaya devam edeceğiz.
“YENİ BİR GÖÇ DALGASINI KALDIRAMAYACAĞIMIZI DA BİLİYORUZ”
Bu bölgede hayatın normalleşmesinin elzem olduğunu biliyoruz. Yeni bir göç dalgasını kaldıramayacağımızı da biliyoruz. Özellikle ABD’nin altını çizerek, bir taraftan terör örgütleriyle mücadele eder gözükerek, PYD’yi meşrulaştırmaya çalıştıklarını da biliyoruz. 2 milyonu Afgan sınırında olan, 6 milyonu Suriye sınırında olan insan var. Eğer biz sınırımızı korumazsak, insani yaşamı tesis etmezsek, güvenli bir alan oluşturmazsak o insanlar doğal olarak bize gelecekler. Gerek İdlib olsun, gerek Telabyad olsun, gerek son 2 yılda yaşamış olduğumuz afetler olsun, sivil toplum örgütlerimizle hem ülkemizde hem uzak ülkelerde ay yıldızlı bayrağımızı onurlandıracak insani yardım severliği gerçekleştirdiler. Bu milletimizin yardımlarını ulaştırmak için her türlü çabayı gösterdiler.
İnsanı -mış gibi sevmemek lazım. Bunun için iyiliklerin karşılıklarının ne olduğunu insan hakları evrensel beyannamesinde yazılı metne bakmak lazım, gönle bakmak lazım. Para hesabı yapmamak lazım. Arama kurtarmada omuz omuza beraber olduğumuz bir arkadaşımızı hakka uğurladık. Yaptıklarına şahidiz, ortaya koyduğu adanmışlığa şahidiz. Allah rahmet eylesin.
“250 NOKTADA ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
İdlib’de giderek artan insani dram için ilk hedefimiz 20 bin briket ev yapmaktı. Bu noktayı hızlıca aştık. İkinci hedefimiz 50 bin hedef. 250 noktada çalışmalara başladık. Toplam 59 bin 609 briket ev tamamlanmıştır. Tamamlanan bu evlere 51 bin 427 aile yerleştirilmiştir. Sosyal tesislerin, cami ve okulların yapımı devam etmektedir.
İnsanlığa yakışmayacak derecede gördüklerimizle karşılaştım. Diyor ki; “İdlib’e yardım yapılıyor, devletin parasıyla yapılıyor” diyor. Hem yardım etmiyorlar, hem insanlık dramına sessiz kalıyor hem de iftira atılıyor. Bütün bunlar açıklanmasına rağmen. Bir şeyi sormak isterim… Avrupalılar dünyanın birçok ülkesine yardım ediyorlar. Onlar kimin parasını vermiyorlar? Biz kendi milletimizin bağışlarıyla yardımı yapıyoruz.
Tarih deyince mangalda kül bırakmayanlar biraz zihinlerini kurcalasalar AB kendilerine göç gelmesin diye aldıkları tedbirleri neyle yapıyorlar? Almanya’dan Fransa’dan Hollanda’da yaşayan vatandaşların vergisiyle yapıyorlar.
“BUGÜN İTİBARIYLA 100 BİN BRİKET EV HEDEFİNE ADIMI ATIYORUZ”
20 bin briket evle başladığımız ve hakikaten şu anda 60 bini tamamlanan kampanyamızda vites yükseltiyoruz. Cumhurbaşkanımızın verdiği hedef doğrultusunda bugün itibarıyla 100 bin briket ev hedefine adımı atıyoruz.Mantıklı, sonuç odaklı, sonuç üreten tamamen hayırseverlerimizin bağışlarıyla gerçekleşen buradaki arkadaşlarımızın emek ve gayretleriyle gerçekleşen bir kampanın 100 biin hedefini aşması konusundaki planlarımızı da gerçekleştirdiğimizi, burada bulunan 19 sivil toplum örgütüne yeni yerler tahsis edildiğini, alt yapılarının hazırlandığını hazırlanmaya devam ettiğini ve her birine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında