
Şifa Köyü’nün kurucusu, girişimci ve iş insanı Merve Tüfekçi Emre, Şile’de 70 dönümlük bir arazi üzerine kurduğu organik çiftliğe tohum bankası kurdu. Ata tohumunun unutulmaya yüz tuttuğunu ancak gelecek nesiller için çok önemli bir miras olduğunu savunan Tüfekçi, gerek insan sağlığı gerekse ülke ekonomisi açısından ata tohumunun unutturulmaması ve köylünün de desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“Ata tohumu nesli tükenmekte olan bir bitki gibi olmaya başladı artık.”
Tohum bankasının ve ata tohumunun önemini anlatan Merve Tüfekçi Emre, “Tohum bankası; aslında bizim eskilerin, atalarımızın, analarımızın sandık altı yaptığı tohumlar demek ve modern diliyle tohum bankası adını alıyor. Bizim gibi bilinç sahibi çiftliklerin ve bilinç sahibi bireylerin, insanların, firmaların tohumlarına sahip çıkması anlamına gelir. Çünkü ata tohumu nesli tükenmekte olan bir bitki gibi olmaya başladı artık.” dedi.
“Ne yersek oyuz!”
Ata tohumunun değerinin günümüzde bilinmediğine dikkat çeken Merve Tüfekçi Emre, “Ata tohumunun maalesef değeri bilinmiyor. Çünkü yerine genetiğiyle oynanmış, kısırlaştırılmış tohumlar getirildi. Laboratuvar ortamında yetiştirilmiş, bizim hücrelerimizin tanımadığı ve bizi hasta eden tohumlardan üremiş besinleri yediğimizde tam doygunluk hissi hissedemiyoruz ve sağlığımızı bozmaya başlıyor. Günümüzde kısırlık hem kadınlarda hem de erkeklerde en büyük sorun haline geldi. Bunun en büyük nedenlerinden biri yediklerimizin bizi bloke etmesidir. Çünkü yediğimiz tohumlar kısır. Ne yersek oyuz aslında. Hipokrat’ın da çok sevdiğim bir sözü. “Yedikleriniz ilacınız olsun.” diyor. Bu gerçekten çok önemli. İlacınız yedikleriniz, yedikleriniz ilacınız olsun. Sadece yeşil yemek değil onu kaliteli yemek aslolan. Sebzeyi tarladan organiğinden yemek, proteinli yüksek ürünler yemek, karbonhidrat protein dengesini ayarlayarak, gerçek ürünlerle beslenmek gerekir. Bunun için ürünün iyice köküne gitmek, tohuma gitmek, tohumu nerede, nasıl yetişmiş, nasıl bir tohum, has ata tohumu mu bunu bilmek gerekir.” şeklinde konuştu.
“Tohumu yaşatmak önemli!”
Tohumların saklanma koşulları ve böceklenmeye karşı ilaçlanmalarının yanlış olduğuna da değinen Merve Tüfekçi Emre, “Ömrü uzasın, kurtlanmasın diye tohumun etrafına ilaç koyuyorlar ve o tohum kurtlanmıyor, böceklenmiyor. Aynı şekilde besin değerini koruyarak uzun yıllar muhafaza edilebiliyor. Ancak doğrusu bu değil, doğrusu tohumu döngü halinde her sene düzenli bir şekilde ekmek ya da maksimum üç seneye kadar bekletip yeniden ekmektir. Doğrusu, ilaçlamadan tohumu yaşatmak ya da çok iyi bir şekilde muhafaza etmek. Bunun için tohumlar cam kavanozlarda, hava almayacağı ortamlarda, güneş görmeyeceği ortamlarda sıkı sıkıya saklanabilir. 18 ile 22 derece arası ısı, tohumun sevdiği bir derecedir. O yüzden biz tohum bankamızı özel olarak yaptık. Tohum odamızı toprak yapı yaptık. Orayı yaz ve kış boyunca 18 ile 22 derece arasında tutuyoruz. Böylece bizim oraya ekstra bir klima koymamıza gerek kalmadığı gibi klimatize bir alanda suni bir şekilde soğutmamız ya da ısıtmamız gerekmiyor. Tohum burada kendini muhafaza edebiliyor. Hiçbir tohumumuzun verimliliği düşmüyor. Her sene onları çoğaltarak yeniden ekip, ürettiğimiz üründen tekrar tohum alarak o tohumu yaşatıyor ve muhafaza ediyoruz. Günümüzde tohum satışı yasak olduğu için biz burada tohum satışı yapmıyoruz ama organik sertifikalı tohum takası yapabiliyoruz. Ayrıca yetiştirmek isteyenler organik fide temin edebiliyorlar bizden. Tohum gerçekten çok önemli bir şey. Tohum bir velinimettir. Tohum bizim en değerli mücevherimizdir. Tohumumuza sahip çıkmalıyız. Tohumlarımızı saklamalıyız, çoğaltmalıyız.” ifadelerini kullandı.
“Herkes kendi organik bahçesini kurabilir.”
Organik ürün yetiştirmek isteyenlere de püf noktaları paylaşan Merve Tüfekçi Emre, “Herkes bunu yapabilir. Balkonda, terasta ya da bahçelerinde bunu yapabilirler. Bizden fide zamanlarımızda fide temin edebilirler ve oradan çıkan ürünlerden kendi tohumlarını alabilirler. Aynı şekilde fide temin etmeden de kendi ürünlerini bir kenara çekip kurutup içinden tohumların çekirdeklerini toplayabilirler. Bizim çiftliğimizde tohum kurutma işlemi güneşte değil, kendi özel alanımızda yapılıyor ve ardından saklama alanına alınıp tohum bankasında muhafaza ediliyor. Üstüne tarihi yazılıyor. Ne zamanın mahsülü, ne zaman alındı, hangi döneme ait tüm bunlar not edilip bu şekilde saklanıyor.” dedi.
“Köylüye destek çok önemli!”
Köylüye desteğin kesilmemesi tam tersine artarak devam etmesi gerektiğini ifade eden Merve Tüfekçi Emre sözlerine şöyle devam etti.
“Bakın köylüler şehirlere göç etmeye başlıyor. Köylü kendi kendine üretemiyor. Eğer biz onlara baş çıkarsak, liderlik gösterirsek, onlara gerekli istihdamı sağlarsak, onlar da çalışırlar. O yüzden sermayesi olan insanların bu işlere girmesi ve köylüye sahip çıkması lazım. Köylünün arazisine sahip çıkıp ekmesini destekleyelim. Bu çok önemli bir şey ve Türkiye’de yapılabilir. Türkiye’nin bütün toprakları elverişli, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilen bir ülke haline gelebilir.”

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında