DİDEM SEYMEN –Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Genetik yatkınlığın yanı sıra aşırı ve yanlış beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği obezitenin en önemli nedenleri olarak kabul edilmekte.
Yine çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok etken obezitenin çığ gibi büyümesine neden oluyor. Şişmanlık ve obezite, vücutta sağlığı olumsuz etkileyebilecek düzeyde fazla yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Yetişkinlerde şişmanlık ve obezite sınıflandırması için genel olarak kilo-boy oranını belirleyen vücut kitle endeksi kullanılıyor. Bu endeks, kilo cinsinden vücut ağırlığının metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesi ile bulunuyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yetişkinlerde vücut kitle endeksi 25 ve üstü olanlar şişman, 30 ve üstü olanlar obez olarak tanımlıyor. Ancak vücut kitle endeksi kaba bir ölçüt olarak ele alınıyor çünkü şişmanlık derecesi kişiden kişiye değişebiliyor. DSÖ’ye göre, aşırı kilolu ve obez birey sayısı 1 milyardan fazla. Bu sayının 2035’te 4 milyarı aşması öngörülüyor. Avrupa Obezite Raporu’na (2022) göre Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık yüzde 59’u aşırı kilolu ya da obez. Hal böyle olunca kilolarından kurtulmak isteyenler, doktorların, hastanelerin, diyetisyenlerin kapılarını aşındırıyor ya da obezite cerrahisine başvuruyor. Yazı dizimizde aşırı şişmanlık ve obeziteyle mücadele yöntemlerini alanında uzman isimlerle konuşup, bugünden itibaren “Obeziteyi önlemek mümkün mü?”, “Hangi yöntemler çözüm olabilir?” sorularına yanıt arayacağız.
İLK TERCİH CERRAHİ YÖNTEM
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yaşar Özdenkaya ile son dönem üzerine en çok konuşulan obezite cerrahisi hakkında konuştuk. Özkaya, mide küçültme başta olmak üzere, mide balonu, mide katlama gibi cerrahi yöntemlerle ilgili merak edilenleri cevapladı…
■ Mide küçültme ameliyatlarının avantaj ve dezavantajları neler?
Zayıflama ile ilgili ameliyatlar iki kategoride gerçekleşir. İlki yeme içmeyi kısıtlayan ameliyatlar. Diğeri ise yeme içmeyi kısıtlamakla beraber Malabsorbsiyon dediğimiz yani emilimi de bozarak kilo verdiren yöntemlerdir. İkinci yöntemde alınan gıdaların bir kısmı emilip bir kısmı atılıyor. Özellikle ikinci saydığım yani hem kısıtlayıcı hem emilim bozucu yöntemler biraz daha başarılı ama metabolizma ile ilgili ciddi bozukluklar yapabileceği için dikkatli bir takip gerekir.
TÜP MİDE AMELİYATI
Tüp mide ameliyatı yüzde 50-60 oranında ilk tercih edilen yöntem. By-pass ameliyatlarının da başarısı yüksektir ancak aynı zamanda metabolizma ile ilgili yüksek kolesterol düzeyi, yüksek kan şekeri düzeyi olan hastalar için daha etkili olabilir. Çünkü emilimle ilgili eksiklik yarattıkları için vücudun kan şekerinin ya da kolesterolünün daha kolay düzene girmesini sağlayabiliyor. Bu yöntemlerde en sık kullanılan gastrik by-pass. Kısacası midenin küçük bir kısmını kullanarak büyük bir kısmını devre dışı bırakıp mideye gelen gıdayı ince bağırsağa atlatma yöntemidir. Bu yöntem içerisinde bağırsakların bir kısmı da devre dışı bırakıldığı için emilim de bozulur. Ancak bununla beraber devre dışı bırakılan kısımlardaki önemli vitaminleri ve mineralleri emme kabiliyeti de ortadan kalktığı için burada sorun ortaya çıkabilir. Başta B12 vitamini olmak üzere D vitamini eksiklikleri veya hastaların kronik ishalleri olabilir. Bunları yönetmek bazı hastalarda problem olabiliyor. Bir diğer bypass yöntemi de midenin çıkışından sonra 12 parmak bağırsağını kapatıp ince bağırsağın ortasından o bölgeye yeni bir yol oluşturma dediğimiz duodenal switch yöntemidir, bu yöntemlerin en başında gelir. Bunda da ciddi emilim bozuklukları olduğu için bazen hastaların hastaneye yatmasını gerektirecek kadar ciddi sıvı kayıpları görülebilir.
DÜNYADA TERK EDİLDİ
■ Mide kelepçesi, mide katlama ameliyatlarında son durum nedir?
Ayarlanabilir mide kelepçesi, midenin üstünde küçük bir kum saati gibi bir boğum oluşturarak yani yediğimiz içtiğimiz şeyi daha kısıtlayıcı bir halka oluşturuyordu. Mideyle yemek borusunun birleşim yerinin hemen 2-3 santim altına uygulanıyordu. Bunun ayarlanabilir olmasının avantajı ise eğer hasta çok fazla yutamıyorsa oranın içerisinde bir su vardı o suyu boşaltıp geçiş alanını genişletiyorduk. Eğer hasta çok yediğini düşünüyorsa oraya biraz daha su enjekte edip geçişi daraltıp yediğini azaltıyorduk. O yüzden bu yönteme ayarlanabilir mide kelepçeleri deniyor. Ayrıca midenin o bölgesinde uzun süre kaldığı için zamanla midenin içine göçmesine neden oluyor. Bu yöntem hastaların tekrar ameliyat edilmelerine sebep olduğu ve uzun vadede kilo vermelerde çok yetersiz olduğu için dünyada terk edildi. Mide katlama yöntemi ise kumaşlarda içeri katlanarak yapılan teyel işlemi gibi bir mantıkla çıktı. Mideyi kesmiyorsunuz ama sonuçta mide çeperinin fazlalığı devam ettiği için mide katlama yönteminin etkisi daha kısıtlı oldu, mide balonu gibi bir etkisi olmaya başladı. Zaman içerisinde midenin katlama için yapılan dikişlerinin kendini bırakması ya da dikişlerin gevşemesi neticesinde başarısızlık oranları çok arttı. Dolayısıyla da dünyada artık terk edilen bir yöntem oldu.
■ Mide balonu nasıl bir yöntem?
Mide balonu başarı olarak tüm bu yöntemlerin çok gerisinde. Tabii çok fazla kilo vermeye ihtiyacı olmayan hastalara 10-30 kiloya kadar kilo verdirebilir. Bu da aslında midenin içerisinde yeme içme miktarını azaltmayı hedefleyen bir yöntemdir. Bazen bulantı ve kusmaya neden olabilir. Onun için ayarlanabilir mide balonları ya da yutulabilir mide balonları var. Az miktarda şişirilip hastaların tolere etme kabiliyeti artırılabiliyor. Ortalama 20 kilo vermek isteyen bir insan mide balonuyla bunu başarabiliyor.
75 YAŞA KADAR ÇIKTI
■ Hangi ameliyatta hangi bölge kesiliyor?
Mide ameliyatları laparoskopik uygulanır. Kişiye özel sorunlar varsa bazen açık ameliyata başvurabiliyoruz. Genellikle midenin gıdayı hapsedip onu sindirmeye hazırladığı depo olarak tuttuğu kısımları çıkartıyoruz. Özellikle tüp mide yönteminde mide muz kıvamında kalıyor. By-passlarda da midenin ortalama bir fincan büyüklüğü kadarını aktif bırakıp gıdanın içeri gireceği kısım olarak diğer kısımları da kapalı bir kutu olarak devre dışı bırakıyoruz yani orayı tamamen kapatıyoruz.
AZDAN ÇOK, ÇOKTAN AZ…
■ Ameliyatlar hangi yaşlarda uygulanabilir?
Kabul görülen yaş aralığı 18-65 arasıdır. Günümüzde ileri yaşlardaki performansı yüksek insanların artması nedeni ile 75’li yaşlara kadar mide küçültme ameliyatı yapabiliyoruz. Kilo verme sorunu olan, morbid obezite dediğimiz hastalık derecesinde şişmanlık durumundaki hastalara uyguluyoruz. Hastanın kiloyla beraber ek hastalığı olabilir. Bizim için sınır vücut kitle endeksi 40 ve üzerindeyse, hasta 5 yıldan fazla bir sürede kilo veremediyse cerrahi yönteme başvurma hakkına sahip olur. Vücut kitle indeksi 35 ve üzeri ise ek hastalık olarak tansiyon, şeker, uyku apnesi sendromu, polikistik over sendromu, yüksek kolesterol, insülin direnci bulunan hastalarda da ameliyata başvurulabilir. Onun haricinde “2 yıldır kiloluyum, 1 yılda 30 kilo aldım veremiyorum, beni ameliyat edin” diye gelen hastalarımız oluyor fakat bunlar bir ameliyat gerekçesi değil.
■ Ameliyat sonrası kişi ne zaman kilo vermeye başlar?
Azdan az, çoktan çok gider diyebiliriz. Çok kilolu olan insanlar genellikle ameliyattan sonraki ilk ayda 5-15 kilo arasında kaybeder. 3 aylık periyodlarda kilo verme durur ama beden küçülür. Hasta bakar kilosu aynı ama 50 bedenden 48 bedene düşer. Bedenin bir formasyon hali olmaya başlar. Reformülasyon dediğimiz beden yeniden şekillenmeye girer.
4 MİLYAR KİŞİ OBEZ OLMA YOLUNDA
2035’te 4 milyardan fazla kişi aşırı kilolu veya obez olacak
Dünyada 1 milyardan fazla aşırı kilolu
650 milyon yetişkin, 340 milyon genç, 39 milyon çocuk obez
Her 7 erkekten 1’i, her 5 kadından 1’i obez
Türkiye, Avrupa’da obezitede ilk sırada, yetişkinlerin yüzde 59’u aşırı kilo
Dünyada obezite görülme oranı erkeklerde yüzde 30, kadınlarda ise yüzde 40.
ABD’de kadınların yüzde 41.8; Rusya 31.4’ü, Türkiye yüzde 30.3’ü, Çin yüzde 6.8’i, Hindistan yüzde 6.3’ü obez
1 milyar insan zayıflamak için trilyonlarca dolar harcıyor.
Obezitenin maliyetinin 2035’e kadar 4 trilyon doları geçecek
Türkiye “zayıflamak” için her yıl 5 milyar dolar harcıyor.
Obez birey, normal kilolulara göre 2.5 kat daha fazla sağlık harcaması yapıyor.
Türkiye, 2020-2050 yılları arasında obeziteye bağlı hastalıklarda kişi başına 99 dolar harcayabilir.
AŞIRI KİLOYA GÖTÜREN NEDENLER
■ Aşırı yeme isteği, yanlış zamanda beslenme, yeme içme bozuklukları.
■ Hastanın günlük fiziksel aktivite, egzersiz yapmaması.
■ Kronik hastalıklar, cushing sendromu, böbreküstü bezi hastalığı, tiroidin az çalışması, enerji depolanmasının artması.
■ Genetik yatkınlık.
■ Aşırı alkol tüketimi özellikle yüksek enerjili alkoller.
■ Bazı ilaçlar, özellikle steroid kaynaklı olanlar.
YARIN: ÜÇ KEREDEN FAZLA MİDE BOTOKSU YAPILMAMALI
Yaşama İlham Verenler Ödülleri Başlıyor!
Kıvılcım Kalay’dan “Gönüller Hiç Yas Tutar mı?” Şarkısına Çarpıcı Yanıt!
20.Avrupa Kalite Zirvesi Londra’da Gerçekleşti
Muğla’da Genç Sinemacılara Ödül Yağmuru
Menekşe Kankavi “Dünyada İyilik Var Derneği”nden ilk iyilik
Maltepe Belediyesi, “Sürdürülebilir Gelecek” için ilk adımı attı