
Eski TBMM Başkanı ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) 2023-2024 akademik yılı açılış törenine katıldı. Binali Yıldırım, program öncesinde Tıp Fakültesi Morfoloji Ek Binasının ve Hukuk Fakültesinin açılış törenini gerçekleştirdi.
Programda konuşan Binali Yıldırım, İsrail-Filistin savaşına ilişkin de açıklamalarda bulundu. Yıldırım, “Şimdi önümüzde kanayan bir yara var. O da İsrail-Filistin savaşı. Aynı zamanda Ukrayna-Rusya’da da bu savaş var. Bu iki savaşta da vekalet savaşı yapılıyor. Arkada süper devletler var. Güçlü devletler var. Bir tarafı destekliyor, bir tarafı desteklemiyor. Ukrayna’da malum Batı Amerika Ukrayna yanında, Rusya tek başına. İsrail’in yanında Amerika var, Avrupa ülkelerinin tamamı var. Maalesef Arap alemi ve Müslüman ülkelerde böyle bir organizasyon ne yazık ki oluşmadı. Şimdi oradaki çifte standardı hep gördük. Ukrayna Savaşı’nda, Rusya Savaşı’nda ‘Çocuklar ölmesin, siviller ölmesin’ diye bas bas bağıranlar. Gazze’de her on dakikada bir çocuk ölüyor kadınlar, siviller, masum insanlar ölüyor. ‘Olur canım savaştır. Ne yapalım?’ deyip geçiştiriyorlar. Burada da Batı’nın iki yüzlülüğünü ne yazık ki bir kez daha şahit oluyoruz” dedi.
“2 bin 500 yıl vatansız yaşadılar”
Yahudilere geçmiş zamanda sadece Osmanlı’nın kucak açtığını belirten Binali Yıldırım, “Yahudilere baktığımız zaman 2 bin 500 yıl vatansız yaşadılar. Bulundukları her yerde zulüm gördüler. En büyük zulüm ve baskıyı İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya, Polonya’da, kurulan kamplarda gördüler. Orada polikof diye anılan ve gaz odalarında Yahudiler katledildi. Bunlara kucak açan Osmanlı Devleti oldu. Hiçbir zaman Müslümanların yaşadıkları ülkede hiçbir Yahudi veya başka dinden zulüm gören, soykırımına uğrayan hiçbir millet yok. Elhamdülillah tarihimiz bu kadar iftihar edeceğimiz hiç başımızı öne eğdirmeyecek geçmişe sahip” diye konuştu.
“İsrail’in buradaki amacı işi kökten çözmek”
İsrail’in kurulduğu günden bu yana, Filistin’in topraklarını büyük ölçüde işgal ettiğini dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Normal şartlarda geçmişte trajedileri olan milletin daha merhametli, daha vicdanlı, daha hoşgörülüsü olması beklenir. Ancak İsrail’e baktığımızda geçmişte kendilerine yapılandan ders almış olmadıklarını görüyoruz. Eğer almış olsalardı, Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’da, bölgede bu mezalimi, bu soykırımı elbette yapmazlardı. Filistin devleti kurulduğunda yüz ölçümü 28 bin 165 bin kilometre. Ama bugüne geldiğimizde ne yazık ki o gün Filistinlilerin yüzde 44, İsrail’in yüzde 66 orana sahip olduğu toprak miktarında bugün ne yazık ki Filistin’den sadece yüzde 13 toprakları kaldı. Gazze de elden gidince daha da azalacak. Yani iki devletli çözüm. Bütün dünyanın kabul etmesine rağmen İsrail’in bunu uygulamadığı için hayata geçmiyor. İsrail’in buradaki amacı işi kökten çözmek. Filistinlilerin yaşadığı bütün topraklara çökmek suretiyle fiilen bağımsız Filistin devletini işlemez hale getirmek. Devlet olmanın şartı vatan olmasıdır. Toprak olmasıdır. Toprağınız yoksa devletten söz edemezsiniz”
“İsrail bütün bunların gözünü kırpmadan yapıyor”
Binali Yıldırım, İsrail’in kural ve hukuk tanımadan Gazze’ye saldırdığının altını çizerek, “İsrail, bu hedefi gerçekleştirmek için hiçbir uluslararası kurala, hukuka riayet etmeden saldırılarını sürdürüyor. Savaş kötüdür ama savaşın da bir hukuku vardır. Ne yazık ki İsrail savaş hukukuna da göz ardı ediyor. Savaş hukukunda hastanelere saldırmak yok, insanlara, sivillere saldırmak yok. Askeri hedefler dışında hiçbir yere zarar vermek olmamasına rağmen maalesef İsrail bütün bunların gözünü kırpmadan yapıyor” dedi.
“Bölge üzerinde ciddi planları var”
Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, sözlerini şöyle noktaladı:
“6-7 Nisan’da, Filistin topraklarına saldırı oldu. İsrail, ‘Hamas’ı yok edeceğiz’ diye bütün Filistin’i yok etmek için orantısız bir güç kullanıyor. Asıl dünyanın buna sessiz kalması çok daha vahim bir durum. Bunun doğrudan sorumlusu İsrail tek başına değil. Aynı zamanda ona şartsız, koşulsuz destek veren Amerika’dır. İki tane uçak gemisinin, nükleer denizaltıları, birçok gemisi yani dünyanın savaş aparatını Gazze’ye karşı mı getirdi? Amerika Birleşik Devletleri. Elbette ki değil. Bölge üzerinde ciddi planları var. Bu plana karşı Türkiye olarak çok daha tetikte olmamız gerektiğini bu vesileyle sizlerle paylaşıyorum”

Ziynet Sali Kıbrıs’ta Bayram Coşkusunu Sahneye Taşıdı

EKİN AKKAŞ BODRUMDA EĞLENCE MEKANINI AÇTI

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı