Kahvaltı yaparken tesadüfen öğrendi! ‘Doktorun yüz ifadesini görünce anladım’

Kahvaltı yaparken tesadüfen öğrendi! ‘Doktorun yüz ifadesini görünce anladım’
31 Temmuz 2023 Gündem Google News

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr –İki çocuk annesi olan 38 yaşındaki Yeliz Yiğit, hayatını değiştiren olayı yaşadığında 35 yaşındaydı. Aktif olarak sosyal medya yöneticiliği yapan ve işi gereği insanlarla iletişim halinde olmayı seven Yeliz Yiğit, bir sabah kahvaltı yaparken tesadüfen vücudunda bir anormallik hissetti. Fark ettiği şişlik aslında onun hayatını tamamen değiştirecekti.Hayatının dönüm noktası olan olay başına geldiğinde 14 haftalık hamile olan Yiğit, önce kötü bir şey olmadığını düşündü. Tam iki hafta sonra doktora gittiğinde ise acı gerçeklerle yüzleşmiş oldu. Mücadelesini ve yaşadıklarını sosyal medya hesabında paylaşarak herkese ümit veren Yeliz Yiğit, “İnsanlara umut olmak o kadar hoşuma gidiyor ki… Çünkü insanlar o süreçte tutunacak bir dal arıyorlar ve gerçekten bazı şeyleri yaşayanlar en iyi bilir” dedi. İşte Yeliz Yiğit’in herkese umut olacak hikâyesi.

ÇEVRESİNDEKİLER DOKTORA GİTMESİNİ SÖYLEDİ

Takvimler 2020’yi gösterdiğinde Yeliz Yiğit’in hayatı sadece bir günde tamamen değişti. Bir sabah erkenden uyandı ve kahvaltı yapmaya başladı. Bu esnada yere düşürdüğü bir şeyi almak için eğildiğinde masaya göğsünü çarptı ve o anda vücudunda inanılmaz bir acı hissetti. Çektiği acı o kadar büyüktü ki hemen aynanın yanına koştu ve göğsünde bir şişliğin oluşup oluşmadığını kontrol etti.

İstanbul’da ‘Sinek Avı’ seferberliği! ‘Gelmeyene ceza kesilecek’

Masaya çarptığı göğsünü ayna karşısında incelemeye başlayan Yiğit, ceviz büyüklüğünde bir kitle fark etti. İlk başta bu kitleden çok korkan genç kadın, bu kitlenin çarpma etkisiyle oluşmuş olabileceğini düşündü ve daha kötü ihtimalleri aklına getirmedi. Fakat kısa bir süre sonra çarpmanın etkisiyle o şişliğin oluşamayacağına emin olan Yiğit, yaşadığı olayı ve vücudundaki şişliği çevresindeki insanlara ve ailesine danıştı. O dönem 14 haftalık hamile olduğu için genç kadının vücudundaki şişlik süt bezesine yoruldu ancak mutlaka bir doktora gitmesi gerektiği tavsiye edildi. Genç kadın, yakın çevresinin sözünü dinledi ve hayatını değiştirecek olay, doktora gittiğinde ortaya çıktı.

‘BİYOPSİ SONUCUNU GÖRÜNCE ŞOK YAŞADIM’

Her ne kadar çevresindekilerin ‘doktor git’ tavsiyesine uysa da Yeliz Yiğit’in bir uzmana başvurması tam 2 haftayı buldu. Hamile olduğu için sık sık kontrollere gidiyordu. Kadın doğum doktoruna kontrolü esnasında göğsündeki şişliği de göstermek istedi. Kadın doğum uzmanı, Yeliz Yiğit’in vücudundaki şişliğe dokunduğunda genç kadın dayanılmaz acılar çekmeye başladı. Şişlik oldukça sertti.

Vakit kaybetmeden aynı hastanedeki genel cerrahi bölümüne yönlendirilen Yeliz Yiğit’ten ultrason istendi ve gelen sonuçla birlikte biyopsi için tam teşekküllü bir hastaneye gitmesi söylendi. Başka bir hastaneye gittiğinde yine detaylı ultrason çektiren Yiğit’e biyopsi yapıldı. Biyopsi sonucunun çıkması ise tam 25 günü buldu.

Bu süreçte hamileliği de ilerleyen Yeliz Yiğit, bir şeylerin ters gitmeye başladığını biyopsi sonucunu almaya gittiğinde fark etti. Biyopsi sonucunu gösteren kağıdı eline aldığında kısa sürelik bir şok yaşayan genç kadın, sonucu yorumlaması için başvurduğu doktorun odasında hissettiklerini şöyle anlattı:

Alıntı Metni


‘SİZİ BEBEKLE BİRLİKTE KEMOTERAPİ PROGRAMINA HAZIRLAYACAĞIZ’

Hastaneden çıkıp ailesinin yanına giden Yeliz Yiğit, bir sonraki gün Ankara’daki Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne gitti. Buradaki doktorlar bir kez daha biyopsiyi tekrarlamak istedi. Yiğit, o andan sonrasını şöyle anlattı:

Alıntı Metni

24 HAFTALIK HAMİLEYKEN KEMOTERAPİYE BAŞLADI

Yeliz Yiğit, doktorların kendisine önerdiği ve bebeğiyle birlikte alacağı kemoterapi programını kabul etti. Ne olursa olsun bebeğini kucağına almayı çok istiyordu. Bu mücadeleyi birlikte vereceklerinin bilincindeydi ve çocuğundan vazgeçemezdi. Tam 24 haftalık hamilelik döneminde tedaviye adım atan Yeliz Yiğit’in kemoterapisi başladıktan 2 ay sonra pandemi dönemi de başlamış oldu. Bu dönem Yeliz Yiğit için çok daha zorluydu. Bağışıklığının en düşük olduğu dönemde, üstelik de hamileyken kendisini ve bebeğini korumak onun için oldukça güç oldu.

Esenyurt’taki tekel bayisi saldırısında flaş gelişme! Bir kişi daha yakalandı

Bu zorlu süreçte bebeğiyle birlikte mücadele verdiği için Yeliz Yiğit’in korkuları dönem dönem normalin üzerine çıkıyordu. Riskli gebelik bölümünde kontrollere giden genç kadın, kemoterapi aldıktan iki gün sonra bebeğinin durumunu doktorlara gösteriyordu. Doktorlar, Yeliz’e her zaman her şey için hazırlıklı olması gerektiğini, çok zorlu bir süreçten geçtiğini söylüyordu. Yeliz Yiğit de bebeğinin kalbinin her an durabileceğinin farkındaydı. Yeliz Yiğit, o anki hislerini şu şekilde dile getirdi:

Alıntı Metni

‘ONLARA GÜÇ VERMEYE ÇALIŞTIM’

Yeliz Yiğit, hamileyken yaşadığı hayati sağlık probleminden ötürü çevresindeki insanların çok üzgün olduğunu ve üzüntülerini kendilerine saklamak için çaba gösterdiklerini söyledi. Psikolojik olarak yakın çevresinin üzüntü duyduğunu bilmenin kendisini negatif etkilediğine dikkat çeken Yiğit, “Ailemi ve sevdiklerimi üzgün ya da tedirgin görmek bana çok zor geliyordu. Bu yüzden ben de hiç ağlamamaya ve güçlü gözükmeye çalışıyordum. Hatta onlara ben güç vermeye çalıştım” dedi.

Yaşadığı zorluklar esnasında kendi kendine sürekli olumlu telkinlerde bulunduğunu söyleyen Yeliz Yiğit, “Kemoterapi alıp eve geliyordum. ‘İyiyim ben, yatmayacağım, kötü hissetmiyorum’ diyordum hep kendime ve gerçekten buna da kendimi inandırıyordum. ‘İyi olacaksın’ dedim hep kendime. Ailemin ve sevdiklerimin desteklerini asla unutamam. Saçlarımın döküldüğü dönemde onlar da saçlarını kazıyarak bana destek olmuşlardı” diye devam etti.

Alıntı Metni

‘BEBEĞİMLE BİRLİKTE BU SAVAŞI KAZANDIĞIM İÇİN ÇOK MUTLUYUM’

Uzmanlar, doğumdan sonra da radyoterapi vereceklerini söylediler ve artık Yeliz, kendisini neyin beklediğini bilmediği uzun ve zorlu bir mücadeleye başlamış oldu. Akıllı ilaç ile birlikte 6 kür kemoterapi tedavisi gördü.Yeliz’in tedavisinin adı R-CHOP tedavisi olarak geçiyordu. Yeliz, doğumunu 35’inci haftada gerçekleştirdi.“Artık bebeğimle yaşadığım zorlu sürecin sonuna gelmiştim. O gün o kadar heyecanlandım ki…” diyen Yeliz Yiğit, “Herkes bebeğimin sağlıklı doğup doğmayacağını merak ediyordu. Şükürler olsun ki sağlıklı bir bebek dünyaya getirdim. Tek üzüldüğüm şey bebeğimi emzirmeme izin vermemeleriydi”ifadelerini kullandı.

Anne sütü olmadan da bebeğinin sağlıklı büyüyüp büyüyemeyeceğini bir süre kafasını taktığını söyleyen Yeliz Yiğit, sonrasında bu sorunu da aştığını belirterek “Doğumumun ertesi günü peruğumu taktım, makyajımı yaptım ve mucize bebeğimle fotoğraflar çektirdim. Artık benim için hiçbir şey önemli değildi. Bebeğimi sağlıklı bir şekilde kucağıma almıştım. Mücadeleme tek başıma devam ettim” diyerek duygularını paylaştı.

Alıntı Metni

‘HAYATA POZİTİF BAKMAYI ÖĞRENDİM’

Sağlığına yeniden kavuştuğunda artık hayatında birçok şeyin değiştiğini söyleyen Yeliz Yiğit, “Artık eskisi gibi hiçbir şeyi kafama takmamayı öğrendim mesela. Öyle zorlu yollardan geçtim ki sağlığımdan başka hiçbir şeyin o kadar önemli olmadığını öğrendim. Eskiden yana yakıla ağladığım şeylere artık gülüp geçmeyi öğrendim. Hayatımın tadını çıkarmaya başladım. Böyle bir hastalık beni bu hayattan koparabilirdi. Bunun bilincine varıp hayatı çokça sevmeyi öğrendim” dedi.

Şu anda rutin tedavilerinin devam ettiğini ve hiçbir tedavisini aksatmadığını söyleyen Yiğit, “Gerçekten stres her hastalığın başıymış. Kontrollerime düzenli olarak gidiyorum. Bu hastalığın yeniden bana uğramaması için ilk başta moralimi hep yüksek tutuyorum. Bu hastalık bana kendi değerimi öğretti. Artık bir yerde mutsuzsam orada durmuyorum. Hayata farklı açılardan bakmayı, pozitifi görebilmeyi öğrendim”ifadelerini kullandı.

Alıntı Metni


‘SAÇ, KAŞ VE KİRPİK DAHA GÜR BİR ŞEKİLDE GERİ GELİYOR’

Bu zorlu süreç içinde olan insanlara, yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak tavsiyeler veren Yeliz Yiğit, son olarak sözlerine şunları da ekledi:“Her zaman mücadele etmeyi ve umut etmeyi öğrenmelerini tavsiye ederim. Çünkü biz buna inanmazsak sürecimiz çok zor ilerler. Hayata güzel pencereden bakmayı öğrenmelerini ve hiçbir kimsenin karamsarlığa kapılmamasını diliyorum. Evet, bu zorlu bir süreç ama biz inanırsak ve istersek bu süreci en iyi şekilde atlatıp hastalığı yenebiliriz. Çünkü gerçekten moral çok önemli. O hiç geri gelmeyecek sandığımız saçlar, kaşlar ve kirpikler daha sağlıklı ve gür bir şekilde geri geliyor.”

Alıntı Metni
Fenerbahçe gece yarısı 2 transferi bitirdi! 4 yıllık sözleşme imzalandı
Masterchef’te elenen isim belli oldu! Büşra’nın yaptığı hata geceye damga vurdu