
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Orta Asya’dan başlayıp tüm dünyaya büyük bir hızla yayılan Osmanlı Devleti göçebe bir topluluk olarak başladığı bu yolculukta büyük bir imparatorluğa evrildi. Tahta oturan her padişahın hedefi ve hayalleri yer yer farklılık gösteriyordu. Sultan I. Murat da başa geçtiğinde Balkanlara doğru ilerlemek istedi. Bu sebeple Genç Osmanlı Devleti’nin Rumeli ve Balkanlar’daki akınları hız kazanmıştı. I. Murat 1369’da (veya 1362/1366) Edirne şehrini fethetti. Şehir, Meriç ve Tunca nehirlerinin birleştiği noktada stratejik bir konuma sahipti ayrıca orta ve doğu Bulgaristan ile Batı Trakya’ya erişim sağlıyordu. Bu nedenle, Hıristiyan devletleri 1366’da onları geri püskürtmek için Osmanlılara karşı bir ittifak yapmak için bir araya gelmişti. Çünkü Osmanlı onlar için Edirne’nin batısına uzanan topraklara yönelik büyük bir tehlikeydi. Ancak çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Çünkü Osmanlılar Sırbistan’ın sınırına ulaşmışlardı. Bu nedenle Sırbistan kralı Vukasin Mrnjavcevic, kardeşi Ugljesa Mrnjavcevic ile birlikte 1371’de I. Murat ve kuvvetlerine Meriç Nehri’nde saldırmaya karar verdi.
PAPANIN ÇAĞRISIYLA TOPLANAN 70 BİN HAÇLI ORDUSU
Planları, Meriç Nehri’nin akıntısına inmek ve sürpriz bir saldırıya öncülük etmekti. Papa V. Urban’ın çağrısıyla Sırbistan, Macaristan ve Bulgaristan krallıklarının oluşturduğu 70 bin kişilik Haçlı ordusu, Osmanlı’ya sefere çıktı. Kralların ve prenslerin ordunun başında duracağı bu savaş için 70 bin kişilik asker toplandı.Ancak ordunun çoğu zorla ikna edilmiş, kılıç tutmayı bile bilmeyen gençlerden oluşuyordu. Yine de ordunun içinde 2000’e yakın şövalye vardı ve başlarındaki krallar yıllardır bu savaş için hazırlık yapıyordu. Hatta krallar ve prensler bile savaşta ordunun başında duracaktı. Hiçbir şeyden haberi olmayan Sultan Murat ülkedeki karışıkları çözmek için Edirne’den ayrıldı. Sırplar da bu durumu fırsat bilerek bölgeye doğru harekete geçti.
800 KİŞİ Mİ VARDI, PADİŞAHIN KOMUTA ETTİĞİ TAM BİR ORDU MU?
Ancak I. Murat giderken, Edirne’de Lala Şahin Paşa’yı koruyucu olarak bıraktı. Üzerlerine gelen kalabalık orduyu casuslardan haber alan Şahin Paşa, sırpların düzenlediği bu sürpriz saldırıdan haberdar oldu. Sultan Murat’a haber yollamak istese de haberi ne I. Murat’a ne de onun ordusuna yetişmeyecekti. Bu sebeple Şahin Paşa casuslarını Sırp ordusunu izlemesi için görevlendirdi ve böylece onların her adımını yakından takip edebildi. Yanına sadece 800 kişilik bir akıncı ordusu aldı. Bu ordudaki askerlerin hepsi hayatları boyunca savaştan savaşa sürüklenmişti. Sırp ordusunun haberi olmadan Lala Şahin Paşa, yanına aldığı akıncı ordusuyla Sırplarla birlikte ilerliyordu.
AKINCI SALDIRISI TEK GECEDE BİTTİ
Zifiri karanlık çökünce hücum emri verildi ve davulcular tokmaklarını vurmaya, akıncılar meşalelerle inmeye başladı. Akıncılar kampa girdiklerinde meşalelerini çadırlara fırlatarak yangın çıkardılar. Tam bir kaos yaşanıyordu. Binlerce Sırp askeri öldürüldü, kaçmaya çalışan askerler ise Meriç Nehri’nde boğularak öldü. Kaçamayanlar ise teslim oldu.Kralları ve komutanları korumak için merkeze doğru koşan şövalyeler ağır zırhlarından dolayı hızlı hareket edemiyorlardı ve akıncıların hedefi hâline gelmişlerdi. Komutanlar ve iki kral, çadırlarında can verirken krallardan biri kaçmayı başardı ancak Lala Şahin Paşa tarafından öldürüldü. Krallarını kaybeden Sırbistan ise Osmanlı’nın yönetimi altına girdi.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında