
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te terör örgütü DEAŞ tarafından düzenlenen bombalı saldırıda 100 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıyla ilgili yürütülen soruşturmanın ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, 13 Temmuz 2016’da Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. 7 Kasım 2016’da görülmeye başlanan davanın 3 Ağustos 2018’de çıkan sonucunda, 9 sanık ‘anayasal düzeni ihlal’ suçundan birer, ‘100 kişiyi kasten öldürme’ suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılıp davanın firari 16 sanığı hakkındaki dava dosyasının da ayrılmasına hükmedildi. ‘Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılan sanık Ekici’nin ayrıca ‘anayasal düzeni ihlal’, ‘100 kişiyi kasten öldürme’ ve 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçlarından da yargılanması için suç duyurusunda bulunuldu. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi dosyayı bazı sanıklar yönünden kısmen bozmuştu. Yargıtay, Ekici hakkında ‘silahlı terör örgütü kurma ve yönetme’ suçlamasıyla kurulan mahkümiyet kararını da bozmuş, Ekici’nin ‘kasten öldürme’ ve ‘insanlığa karşı suç’tan yargılanması gerektiğini belirtti.
‘İLAHİ SÖYLEMEK SUÇ MU?’
Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken taraf avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. Mahkeme Başkanı, dava dosyasına gelen evrakı okuduktan sonra buna ilişkin beyanda bulunmaları için sanık ve avukatlarına söz verdi. Sanık Erman Ekici, daha önce çeşitli mahkemelerde silahlı terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla yargılandığını dosyaların beraat kararı ile sonuçlandırıldığını söyledi. Ekici, yargılanma nedenini bazı insanları tanımasına bağlayarak, “Kamplara gittiğim söyleniyor, oradaki fotoğrafımı göstersinler kabul edeceğim. Türkiye’de ne zaman STK’lara gitmek, ev ziyareti yapmak, ilahi söylemek suç olmuş? Ben ilahinin içinde ”kimi vurun, kimi patlatın’ demişim?’ şeklinde beyanda bulundu. Örgüt ile herhangi bir bağlantısı olmadığını savunan Ekici, ‘Ebu Talha’ kod adını kullandığına dair tanık beyanlarını da reddetti.
Mahkeme başkanı sanıklardan Hacı Ali Durmaz’a, sanık Ekici’yi tanıyıp tanımadığını sordu. Durmaz, Ekici’yi tanımadığını ve ‘Ebu Talha’ kod adlı kişinin kim olduğunu bilmediğini söyledi.
YAKALAMA EMRİNİN İNFAZININ BEKLENİLMESİNE KARAR VERİLDİ
Avukat beyanının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar, Yakup Şahin, Hasan Şahin, Hacı Ali Durmaz, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Talha Güneş, Abdulmubtalip Demir, Metin Akaltın ve Erman Ekici’nin mevcut hallerinin devamına hükmetti. Mahkeme firari sanıklar, İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur hakkındaki yakalama emirinin infazının beklenilmesine karar verdi.
Duruşma, 8 Eylül’e ertelendi.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında