
İzmir’de, Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda Girit’ten İzmir’e mübadele sonrası göç eden İzmir’in ilk Müslüman Türk fotoğrafçılardan olan Hamza Rüstem’in torunu Mert Rüstem, ailesinin mirasını yaşatıyor. Dedesi Hamza Rüstem’in hayatının maceralarla dolu olduğunu belirten Mert Rüstem, 1890 yıllarındaki olaylar nedeniyle dedesinin Girit’ten ayrıldığını, Jön Türk olarak tutuklandığını ve yeniden kaçıp, Girit’e geri döndüğünü belirtti. Dedesine belediyede mühendislik teklif edilmesine rağmen bu teklifi kabul etmediğini anlatan Rüstem, 1897 yılında fotoğrafçı Bahaeddin Bey tarafından kurulan fotoğrafhanede çırak olarak çalışmaya başladığını anlattı. Ustasının İstanbul’a gitmesiyle fotoğrafhaneyi dedesinin devraldığını anlatan Mert Rüstem, 1925 yılı mübadeleye kadar Girit’in en önemli fotoğrafhanesi olarak hizmet verdiğini söyledi.
MÜBADELE İLE AİLELER VE FOTOĞRAFHANE GİRİT’TEN İZMİR’E TAŞINIYOR
Mübadele döneminde dedesinin araştırma yaparak İzmir’de fotoğrafçı olmadığını tespit ettikten sonra 1925 yılında İzmir’e taşındığını anlatan Mert Rüstem, fotoğrafhane çalışanları ile ailelerini ve fotoğrafhane malzemelerini de yanlarına getirdiklerini belirtip, “Büyükbabam şu anda içinde bulunduğumuz binanın çatı katında fotoğraf stüdyosu açıyor. Müşteri karşılamayı ise zemin katta yapıyor. Yanında getirdiği ailelere mesleği öğreterek pek çok fotoğrafçının yetişmesini sağladı. Hamza Rüstem’in dükkanı bir okul gibi çalışıyor. İzmir’de 1950-1960 yılına kadar açılan fotoğrafçıların hepsi Giritli’dir. İzmir fotoğraf sanatı büyükbabamın İzmir’e yeniden yerleşmesinden sonra tekrar can bulmuştur. İzmir ve İstanbul Fotoğrafçılar Odası’nı kurmuştur. İzmir’de fotoğraf sanatının yerleşmesinin duayeni ustası Hamza Rüstem’dir” ifadelerini kullandı.
ATATÜRK’ÜN ÖZEL FOTOĞRAFÇISI
Dedesinin Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir ziyaretlerinde özel fotoğrafçılığını yaptığını dile getiren Mert Rüstem, Rıza Şah Pehlevi, İsmet İnönü, Hasan Ali Yücel gibi devlet büyüklerini ve ünlü isimleri fotoğrafladığını aktarıp, “Büyükbabamın İzmir’e geldiği 1925 yılı fotoğrafların gazetelerde kullanılmaya başlandığı dönem ve İzmir’e gelen ünlülerin fotoğraflarını çekiyor. En başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk İzmir’e geldiğinde fotoğraflarını çeken bir kişi. Isparta, Burdur, Aydın gibi yakın seyahatlerinde ya yanındaki fotoğrafçılardan gönderiyor ya da kendi giderek Mustafa Kemal’in özel fotoğraflarını çekiyor. Onunla anıları var. Mesela, büyük babam Mustafa Kemal’in de bulunduğu bir ortamda zeybek oynarken fotoğrafını çekmeyi başarıyor. Atatürk, kendisinden izin alınmadan fotoğraf çekilmesine izin vermezmiş. Bu yüzden büyükbabamdan filmleri alıyor. 1929 yılında Mustafa Kemal’in İzmir Ticaret Odası ziyareti sırasında hazırladığı ‘Atatürk İzmir’de albümünü bizzat hediye etmiştir. İran şahı, İzmir Valisi Kazım Dirik’in hem arkadaşı hem de fotoğrafçısı. Ayrıca dönemin şampiyon güreşçileri Muharrem Candaş, Celal Atik, İzmir’in ünlü isimleri, İsmet İnönü, Hasan Ali Yücel gibi bakanların fotoğraflarını çekiyor” dedi.
125 YILDIR AYAKTA
Ailesinin Türk fotoğrafçılığının köşe taşı olduğunu belirten Rüstem, “Ancak koleksiyon ya da arşiv yapmamış. 1997 yılında müşterimizin önerisi ile bu eksikliği fark ettim. O günden beri İzmir kartpostallarını, Hamza Rüstem’e ait veya diğer fotoğrafhanelere ait İzmir’de çekilmiş aile fotoğrafları, manzara fotoğrafları, Girit fotoğraflarını ve fotoğrafçılığa dair bütün objeleri biriktiriyorum. 2011 yılında Karşıyaka’da Hamza Rüstem Fotoğraf Müzesi’yle bunu taçlandırdık. Kent yaşamı, kent mimarisi konusunda en önemli kaynaklardan biriyiz. Avrupa’nın ve Türkiye’nin sayılı koleksiyonlarından birine sahibim. Tüm fotoğraf firmalarının el değiştirdiği veya yok olduğu dünyada Hamza Rüstem Fotoğrafhanesi yaklaşık 125 yıldır hayatına İzmir’de devam ediyor. Eskiden ofis olarak kullandığım bu alan şimdilerde müzeye döndü. Karşıyaka’daki müzeden daha fazla malzeme var. Yeni bir müze açmak istiyoruz. İzmir fotoğraf tarihini biriktirerek önemli bir çalışma yaptığımı düşünüyorum” diye konuştu.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında