
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr- İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu (51) 9 yıl önce Denizli’den Antalya’ya bir otelde çalışmak için gitmişti.Hayatını değiştirecek ve dünyada eşine az rastlanır hastalığa ise güvenlik görevlisi olarak çalışırken, kendisini ısıran bir sivrisinek sebebiyle yakalandı. Hastalığı halk arasında bilinen adıyla fil hastalığı yani lenfödemdi. Lenf bezlerinde ve kanallarında oluşan tıkanmalara bağlı olarak ortaya çıkan bu hastalığa yakalananların kol ve bacaklarında ciddi şişlikler ve bir filin bacağını andıran büyümeler oluyor. Lenfödem hastalığına yakalanmasıyla, zamanla ayaklarından bacaklarına yayılan şişlikler Karaoğlanoğlu’nun da yatağa mahkûm yaşamasına sebep oldu. Güvenlik görevlisi İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu, fil hastalığına yakalandıktan 9 yıl sonra ise hayatını kaybetti. Hastalığın gelişimi, tedavi süreci ve sivrisinek ısırığının lenfödeme yol açma ihtimalini Kalp Ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akgül ileFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ali SahillioğluMilliyet.com.tr’ye anlattı.
FİL HASTALIĞI NEDİR?
Vücuttaki lenf kanallarının tıkanması ya da fonksiyonunun bozulmasıyla lenfödemin ortaya çıktığını belirten Uzm. Dr. Ali Sahillioğlu, hastalığın meme kanseri sonrası koltukaltındaki lenf bezlerinin tıkanmasıyla ya da bozulmasıyla da ortaya çıkabildiğinin altını çizdi. Sahillioğlu, “Özellikle kol ve bacaklardaki lenf kanallarının, radyoterapi ya da ameliyat sonrası zarar görebileceği gibi bazen enfeksiyonlarla da bu durum gelişebilir” diye konuştu.
Karaoğlanoğlu’nun yaşadığı gibi bir sivrisineğin lenfödeme sebep olup olmayacağı sorularını ise Prof. Dr. Ahmet Akgül şöyle yanıtladı:
HASTALIK EVRESİNE GÖRE TEDAVİ EDİLİYOR
Lenfödem hastalığının 0’dan başlayarak tedavisi giderek zorlaşan evreleri olduğunu söyleyen uzmanlar, tedavinin başarılı sonuç vermesinin hastalığın evresine bağlı olarak değiştiğine de dikkat çekti. “Lenfödem aşamalı bir hastalık. 0’dan başlar, 4 ve sonrası fil bacağı denen hastalığa yol açar. Çok şiş bir bacak ve deride bozulmalar başlamış olur” olur diyenProf. Dr. Ahmet Akgül sözlerine şu şekilde devam etti:
Uzm. Dr. Ali Sahillioğlu da hastalığın tedavisindefizyoterapi yöntemleri, lenfödem masajı, bandajlama ve ameliyat gibi teknikler kullanıldığını belirtti. Dr. Sahillioğlu, “Bu şekilde bacaktaki şişlik indirilebiliyor. Tedavinin başarılı sonuç verme ihtimali hastalığın evresine göre değişiyor. 1’inci ve 2’nci evre tedavinin daha kolay ve mümkün olduğu evreler. Tedavi sonrası şişlik biraz indirildikten sonra özel giysiler ve çoraplarla destek alınır. Ancak hasta hayat boyu lenfödeme dikkat etmek zorunda, bu hayat boyu var olan bir hastalık” dedi.
ANTALYA, ELAZIĞ VE SAMSUN’DA RASTLANIYOR
Uzm. Dr. Sahillioğlu, lenfödeme yol açabilen parazitleri taşıyan sivrisineklerin Türkiye’de olup olmadığını noktasında ise, “Daha çok tropikal bölgelerde görülen bu sivrisinekler Türkiye’de de az da olsa görülüyor. Özellikle Antalya, Elazığ ve Samsun’da rastlanıyor. Ancak ilk başta da belirttiğim gibi bu sineklerin popülasyonu Türkiye’de çok düşük” bilgisini paylaştı.
‘LENFÖDEM ÖLÜME SEBEP OLMAZ’
Peki İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu öldüren lenfödem hastalığı mıydı? Prof. Dr. Ahmet Akgül, Karaoğlanoğlu’nun 9 yıl mücadele ettiği hastalığa yenik düşmesi üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Akgül, “Sineğin ısırdığı yerdeki lenf damarları tıkanır ve ciddi bir lenfödem gelişir. Ancak bu durum hastanın ölümüne neden olmaz. Hastada bu parazite karşı ya da sineğin taşıdığı başka bir mikroba karşı reaksiyon olursa ölümler olabilir. Ancak lenfödemden dolayı bir hastanın ölümü çok nadir bir durumdur. Hastanın hareketsizliği halinde kan dolaşımı yavaşladığından kanda pıhtılaşma olur, sonuç olarak da akciğere pıhtı atar ve bu hastalarda ölüm riski söz konusu olur. Bu sadece lenfödemle ilgili değildir. Alçıya alınmış bacakta da aynı durum geçerli” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında