
Kerem Kınık yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:Malatya’dayım, burası bizim Malatya Kızılay üretim üssümüz.Cemiyetimiz biliyorsunuz 1868’den bu yana 155 yıldır kesintisiz olarak faaliyet gösteriyor. 1950’lerde kendi atölyesini kuruyor 70’lerde fabrikaya dönüştürüyor. Kendi ihtiyacı için afet ihtiyacı için depolarında stokluyor. Dünyaya da ihracat yapıyor. O günden bu yana bizim işimiz afetler, insani ihtiyaçlar için afet çadırları ve barınma sistemleri üretme. Bunları ülkeler, BM ve Türkiye’deki Türk Kızılay ve Türk Silahlı Kuvvetleri de bunun gibi durumlara hazır olmak için ya öncesinde alıyorlar ya da afet esnasında da üretim devam ediyor ve satın alıyorlar. Tek amaç afet ve savaş durumlarındaki barınma ihtiyacının karşılanması. Bu milli kapasite hiç kapatılmamış. 150 yıldır değişen formatlarda devam etmiş. Bugünkü kapasitemiz aslında Kızılay Çadır ve Tekstil şirketimizin günlük 2 bin civarında kapasiteyi yakalayabilecek durumdayız. Afetten önce 300 civarında çalışanımız vardı şu anda 600 civarında çalışanımız var. Biz 12 ay imalat yapıyoruz. Bu bize sürekli lazım olan milli bir kapasite. Biz kendi öz kapasitemizi kendi kendimize yetecek tutmak durumundayız.
Türkiye Afet Müdahale planımız var. Burada 25 farklı hizmet kümesi var. Bu sorumlular daha öncesinde olası senaryolar çalışırlar ve bu senaryolara göre ihtiyaç duyulabilecek olan ihtiyaç kapasiteleri belirlenir. Barınma hizmet kümesinin sorumlusu AFAD’dır. Beslenme hizmet kümesinini sorumlusu KIZILAY’dır. Hepimizin birbirimize destek rolleri vardır. AFAD’ın kendi ülkedeki depolarında en büyük stoğu AFAD tutuyor. Bizden de devletin istemiş olduğu çadır stoğu var.
AFAD’IN İSTEMESİNE GEREK YOK
Deprem olduğu gün AFAD’ın istemesine gerek yok ihtiyaç birlikte tespit edildi. Saatler içerisinde çadırlar kamyonlara yüklendi. 54 bin 70 çadırımız kendi öz kapasitemiz ve bizim Kuzey Irak’ta tuttuğumuz bazı stoklarımız da vardı. Bunları da hemen ülkeye çektik. Bize ait olan çadırları kullanıma verdik.
AHBAP’A 2050 ÇADIR
Biraz önce bahsettiğimiz 54 bin 70 çadır Kızılay cemiyetimizin envanterinde olan ve ücretsiz olarak sahaya sevk ettiğimiz çadırlardı. Fabrikalarımızdan her gün 8-9 TIR çadır AFAD’a gidiyor. AHBAP derneğimizin satın almış olduğu 2050 hikayesi şöyle, Kızılay Çadır ve Tekstil şirketimiz 300 kişilik personelini sürekli açık tutabilmek adına bugün dünyaya pazarlama yapıyor. Çok farklı lokasyonlara gönderiyoruz. Arkadaşlarımızın bir pazarlama ve satış faaliyeti var. AHBAP derneği bizim satış ekibine ulaşmış. Bizim ekibimizin yurt dışına ihraç için tuttuğu üstünde logo olmayan çadırlar arkadaşlar demişler ki bunu içeriye sevk edelim. AHBAP bunu almak istiyor biz bunu maliyetine AHBAP’a verelim bu parayla da hemen ham madde alıp üretime geçelim diye inisiyatifte bulunmuşlar bize sormadan. AHBAP böyle bir yardımda bulunmak istiyor, bunun nakliyesine destek versin yükleyin çadırları AFAD’ın göstermiş olduğu lokasyonlara sevk etsinler sonra bakarız derdim ben. Arkadaşlarımızın AHBAP’a yaptığı işlemi eleştirdim.
Afetin ilk 72 saati sahada sadece arama kurtarma ekiplerinin bulunması, ambulans tahliyeleri o süre zarfında sessizlik ve trafik anlamda da düşük yoğunluk gerekir. Şehrin içerisinde 5 bin 6 bin TIR sokulmaz. Bu süre zarfında planlama yapılır. Şehirlere altın saatlerde TIR’lar sokulmaz. Bu afette bizim araçlarımız Nurdağı’nda kara saplandı, far kırıklarından dolayı ilerleyemedi. Siz oraya 6 bin tane TIR’ı ilk zamanlarda sokarsanız yanlış olur. İlk sahaya ulaşması gereken ekiplerin rahatlatılması gerekiyor. Çok yaygın bir yıkık oluşturan deprem olduğu için yaklaşık 600 bin bina yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Yüklemeleri AFAD da biz de yaptık. 350 bin 769 çadır sahaya kuruldu.
KIZILAY BİR DERNEK STATÜSÜNDE
2000 çadır bizim 2 günlük üretim kapasitemiz, tabii ki bölgeye gidecekti. Elimizdeki bütün kapasitemizi AFAD’a bildirdik oraya gidecek ve kurulacaktı. KIZILAY bir dernek statüsünde, devletten herhangi bir bütçe kullanmıyor. Eskiden bazı imtiyazlar vardı mesela maden suyu işletme hakkı bu halen bizde. Bizim iktisadi teşekküllerimiz 1920’lerden beri var. Bu şirketler şimdi kurulmuş şirketler değil. KIZILAY’ımızın 3 tane gelir kaynağı var. Bir tanesi bağışlar, uluslararası fonlar alırız. Üçüncüsü gelir getirici faaliyetlerimizdir.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında