
Mert İnan – Kuraklık İstanbul başta olmak Türkiye genelinde etkisini sürdürürken, su kaynakları da hızla azalmaya devem ediyor. Adeta yağmur ve kar yağışına hasret kalan Türkiye’de, birçok barajın su seviyesi dip seviye denilen yüzde 10 doluluk oranına gerilerken, uzmanlar bu durumun susuzlukla beraber ciddi sağlık riskleri içerdiğini belirtiyor. Su seviyesinin yüzde 10 ve altına düşmesini dip seviye olarak tanımlayan uzmanlar, baraj ve gölet tabanındaki çamur tabasının neden olacağı kirlilik yükünün ancak ileri arıtma sistemleri ile giderilebileceğinin altını çiziyorlar.
‘Şebekeye verilmesin’
Milliyet’e konuşan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, kuraklılığın hem susuzluk sorunu, hem de temiz suya ulaşmada sıkıntılar yaratacağına dikkat çekerken, “Maalesef barajlar, göletler ve doğal göllerin birçoğu hem erozyonla gelen tarım atıklarının, hem de insan faaliyetlerinden kaynaklı kirlilik yüküne maruz kalıyor. Baraj, gölet ve göllerin dip kısmında sedimantasyon yani kirlilik birikintisi oluşur.
İstanbul’daki Küçükçekmece ve Büyükçekmece Göllerini çevreleyen konut ve sanayi kirliliğinden nasibini alan en çarpıcı örneklerdir. Benzer durum diğer kentlerdeki birçok göl, gölet ve baraj içinde geçerli. Kuraklığın devam ettiği göz önüne alınarak doluluk oranı yüzde 10 seviyesine gerileyen barajlardaki suyun mümkünse şebekeye verilmemesi veya çok ayrıntılı analiz ve filtreden geçirilmesi gerekir” diyor.
Baraj, gölet ve göllerdeki olası azot ve fosfor yüküne de dikkat çeken Dr. Kesici; “Şayet dip suyu kalan tabakada azot ve fosfor yükü fazlaysa, klorlama ile temizleme fayda etmediği gibi, bu elementlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan karışımın mide ve bağırsak hastalıklarına yol açabileceği biliniyor. Kuraklığa bağlı oluşacak kirlilik yüküne karşı tüm ilgili kurumların dikkatli hareket etmesi gerekir” diyerek uyarılarını sıralıyor.
İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. İzzet Öztürk de, baraj, göl ve göletlerdeki dip suyunun, ölü hacim olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekerken, şunları söylüyor: “Dipte kalan ölü hacim suyu kullanılacaksa, mutlaka özel arıtmadan geçirilmesi gerekir. Dip suyunun içeriğindeki kimyasallara karşı sürekli ölçümler yapılmalı. Yüzde 10 ve altı seviyedeki barajların su kalitesi çok sıkı şekilde takip edilerek, riskli durumlarda su akışının kesilmesi doğru olur.”
DSİ eski Yöneticisi ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız ise “Dipteki mikro kirleticiler suyla arıtma sistemlerine aktarılacak olsa da bunu tamamen filtreden geçmeleri zor. Mikro kirlilik yükleri şebeke hatlarına karışabilir. Bur durumda su hijyeniaçısından problem yaşanır” dedi.
‘Metan kokusu fark edilir’
Prof. Dr. Halim Orta (Biyosistem Mühendisi-Arazi ve Su Kaynakları Uzmanı): “Asıl film yeni başlıyor. Sular azaldıkça taze su ve toplama havzalarındaki dip suyu sorunu da gündeme gelecektir.
Dip suyu çekilen suda metan kokusu kolayca fark edilir. Bu nedenle ölü hacim dediğimiz yüzde 10’un altında rezerv baraj veya su göletlerde bırakılıp çekilmemesi doğru olan uygulamadır. Ancak kuraklığın şiddeti nedeniyle birçok barajın ölü hacim denilen kısmının bile tükendiğini görüyoruz.”

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında