Aslen Artvinli olan, Ankara doğumlu Eda Halıcı (25) 2019 senesinde Uludağ Üniversitesi’nin uluslararası ilişkiler bölümünden mezun oldu. Şu an ailesiyle birlikte Bursa’nın sakin ve huzurlu ilçesi İznik’te yaşıyor ve Mahmudiye Mahallesi’ndeki bahçelerinde ziraat mühendisi olan babasıyla maviyemiş, halk arasında en bilinen adıyla yaban mersini üretiyor.
‘KURUMSAL HAYATA VE TOPUKLU AYAKKABILARA HAYIR’
Üretime başlamaya karar vermek hayattaki en büyük dönüm noktası olan Eda, küçüklüğünden beri her yazı memleketi Yusufeli’nin harika doğası içinde geçirmiş ve doğaya âşık biri olarak bu mesleğin içine girer girmez çok doğru bir karar verdiğine emin oldu. Mezun olduktan sonra bir süre KPSS için çalışan Eda başarı sağlayamayınca içten içe aslında istediği şeyin bu olmadığını anladı. “Beni oldukça üzen bir ikilem içinde kalmıştım” diyen Eda, “Hazırlandığım sınavın sonuçları açıklanınca aklımdan geçen tek cümle şu oldu: ”Artık yeter, doğaya yönelmenin zamanı geldi!’ Hiçbir şekilde özel sektörde iş aramaya başlamadan babamın da büyük desteğiyle üretime atılmaya karar verdim ve iyi ki bu kararı almışım. Hiçbir kurumsal hayat deneyimim olmadı hatta bununla ilgili şöyle bir mottom var: ‘Kurumsal hayata ve topuklu ayakkabılara hayır” ifadelerine yer verdi.
‘KANSER VE DİYABET İÇİN TAVSİYE EDİLİYOR’
Eda, üretim yaptığı ürünle markalaşmayı hedeflediği için maviyemiş gibi değerli bir meyve seçti. “Ekonomik koşulları düşünce katma değeri yüksek bir ürün yetiştirmediğin sürece maalesef kar etmek çok zor hale geliyor”bilgisini paylaşan Eda, “Bir de işin manevi boyutu var. Maviyemiş çok ama çok yararlı bir meyve. Birçok hastalığın tedavi sürecinde vücuda çok büyük bir destek sağlıyor. Özellikle kanser ve diyabet konusunda doktorların da tavsiye ettiği bir meyve” deyip ekledi:
‘MAVİYEMİŞLERE PRENSESLER GİBİ BAKILMALI’
Maviyemişin yetiştiricilik konusunda birçok meyveden ayrıldığına, yetiştirenlerin ise yanında bu konuyla ilgili alanında uzman bir danışman olması gerektiğine dikkat çeken Eda Halıcı, en büyük şansının babası olduğunu söyledi. Hem ziraat mühendisi hem de maviyemiş yetiştiriciliği konusunda danışmanlık yapan Samet Halıcı, kızı Eda’nın her zaman yanında ve destekçi. Babası için ‘Benim akıl hocam’diyen Eda, “Maviyemiş yetiştirmek çok büyük sabır, bilgi ve emek gerektiriyor. Minik bir hata bile geri dönülemez bir kayıba yol açabiliyor. Babamın deyişiyle maviyemiş fidanlarına prensesler gibi bakmak gerekiyor. Bizi üretim konusunda en fazla zorlayan şey bence 10 dönümlük bahçemizde sadece iki kişi, maksimum dört kişi çalışıyor olmamız. Yanlış anlaşılmasın, bu asla bir şikayet değil.Ot yolmasından budamaya, tarlanın sürülmesinden hasadına, kısacası her şeyini kendimiz yapıyoruz. 10 dönümün her noktasında alın terimizin olması bana ayrı bir gurur ve mutluluk veriyor” açıklamasını yaptı.
Maviyemişin yatırımının da kazancının da çok yüksek olduğunu dile getiren Eda Halıcı, “Katma değeri çok yüksek olan, niş bir ürün. Bu sebeple de yatırımcılar yüksek meblağlarla karşılaşabiliyorlar ama bu ürünün hem iç hem dış pazarı oldukça iyi. Pazarlama konusunda kendine güvenenlerin maviyemiş konusunda oldukça başarılı olacağına inancım tam. Tabii ki daha önce de dediğim gibi yanlarında bu işi bilen bir danışman olmadan yola koyulmak en büyük hata olur”yorumunu yaptı.
‘HER SABAH İÇİMİ KAPLAYAN TATLI BİR HUZURLA UYANIYORUM’
Genç yaşta böyle bir girişimin kendisini nasıl hissettirdiğini anlatan Eda Halıcı cesaretini toplayıp, her şeyi geride bıraktığı ve tarıma yöneldiği için çok mutlu olduğuna vurgu yaptı. Ayrıca hem kendini hem de Türkiye’yi düşünerek hareket ettiğine dikkat çeken Eda, “Şu anki çiftçilerimizin yaş ortalaması neredeyse 60. Onlar bu işi yapamayacak yaşa geldiklerinde arkalarından biz gençler olarak bu işi devam ettirmemiz gerekiyor ki üretim kaldığı yerden devam etsin ve ileride bir gün bir kilo un alıp arkasına baktığımızda üretim yerinin yabancı bir ülke olduğunu görmeyelim” açıklamasını yaptı.
Kendisi için bunun çok değerli bir konu olduğuna dikkat çeken Eda, gençlere de tavsiyelerde bulundu. Eda Halıcı, “Ülkemizin ileride tarım konusunda dışa bağımlı bir hale gelmemesi için birçok genç arkadaşımın elini taşın altına koyması gerekiyor ve biliyorum ki benim gibi gecesini gündüzüne katan, çok çalışkan yüzlerce genç arkadaşım var. Hem onlarla hem kendimle bu konuda gurur duyuyorum. Ülkemin geleceği için bir şeyler yapıyor olmak ve kendi hayallerimi gerçekleştiriyor olmak beni çok iyi hissettiriyor. Her sabah içimi kaplayan tatlı bir huzurla uyanıyorum ve bu hisler sayesinde doğru yolda olduğuma emin oluyorum” dedi.
‘OJEYLE BAHÇE İŞİ YAPTIĞIM İÇİN KINADILAR’
Instagram’dan hesabından hem kişisel hayatını hem de yaptığı işi paylaşan Eda, “Hiç tanımadığım tatlı teyzeler, yaşıtlarım, benden küçük kardeşlerim kısaca her kesimden müthiş bir destek gördüm. Daha bu işlerde yeni olmama rağmen bana güvenip benden meyve satın alan birçok insan oldu. Onlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Elbette kötü yorumlar da oldu elbette. Benim tarımla uğraştığıma inanmayanlar, tek işimin bahçenin videosunu çekmek olduğunu söyleyenler, ojeyle bahçe işi yaptım diye beni kınayanlar. Bu tip yorumlarda daha çok kırgınlık hissediyorum” yorumunda bulundu.
‘İŞ YERİMDE MOBBİNG YOK’
“Çiftçiliği seçtiğim günden beri içimde müthiş bir mutluluk var”diyen Eda, “Gözüme güneş daha parlak, gök daha mavi, çimler daha yeşil görünüyor. Yıllardır yaşadığım şehir hayatından sıyrılıp huzurlu bir yerde yaşayıp tarım yapmak kendi bedenime ve ruhuma yaptığım en büyük iyilikti bence. Hiçbir zaman bir şehir insanı olmadım. Kurumsal hayatı hiç deneyimlemedim ve pişman değilim. Maalesef benim gibi yeni mezunların ne kadar hor görüldüğüne ve mobbinge uğradığına şahit oluyorum.Benim iş yerimde ne mobbing var ne hor görme var. Doğa hiçbir zaman bana kendimi kötü hissettirmez, aksine iyi hissettirir” açıklamasını yaptı.
Gelecek hedefleri arasında markasını tüm dünyaya duyurmak ve tarım konusunda Türkiye’yi diğer ülkelerde temsil etmek olan Eda Halıcı, maviyemiş denildiğinde insanların aklına gelen ilk marka olmak istiyor. Daha yakın gelecek için hedefleri arasında ise ziraat fakültesine girmek olan Eda, “Dört senenin sonunda kendi bahçeme ziraat mühendisi olarak dönüp bayrağı babamın elinden mutlulukla ve gururla teslim almak istiyorum. İlkokuldaki çocuklara tarımla ilgili minik eğitimler vererek onlara şimdiden çiftçilik mesleğini sevdirmek istiyorum ki en azından birkaçı ‘Ben ileride çiftçi olmak istiyorum” diyebilsin” bilgisini paylaştı.
‘KADIN GÜCÜ HER YERDE VAR’
Kendisi gibi tarımla uğraşan kadın girişimcilere de tavsiyelerde bulunan Eda, “Yolunuza ne kadar büyük bir taş çıkarsa çıksın o taşı paramparça edecek güç içinizde var. Özellikle kadın çiftçi dostlarıma ayrıca seslenmek istiyorum. Biliyorum, size kötü yorum yapanlar çok ama sakın onlara dinleyip motivasyonunuzu düşürmeyin. Kadın gücü her yerde var ve var olmaya devam edecek. Gelecek tarımda ve bu gelecek için biz gençler, kadınlar olarak çok önemliyiz” deyip ekledi:
Yaşama İlham Verenler Ödülleri Başlıyor!
Kıvılcım Kalay’dan “Gönüller Hiç Yas Tutar mı?” Şarkısına Çarpıcı Yanıt!
20.Avrupa Kalite Zirvesi Londra’da Gerçekleşti
Muğla’da Genç Sinemacılara Ödül Yağmuru
Menekşe Kankavi “Dünyada İyilik Var Derneği”nden ilk iyilik
Maltepe Belediyesi, “Sürdürülebilir Gelecek” için ilk adımı attı