
Çiğdem Yılmaz – İranlı Sama Kamami(34), baskının olmadığı bir ülkede oğlunu büyütmek istediği için 4 yıl önce İzmir’e geldi. Özel bir okulda İngilizce öğretmenliği yapan genç kadın ülkesinde aylardır devam eden mücadeleyi takip ederken oradaki mücadaleye dikkat çekmek istedi. Bunun için de İzmir’de yaşayan kadınlara üzerinde “Saçınızın rüzgarda dalgalanmasına izin vermenizin İran’da suç olduğunu biliyor muydunuz?” yazılı kartlar dağıttı. Genç kadının tek kişilik eylemi sosyal medyada hızla yayılırken büyük destek gördü.
‘Sorguladığım için buradayım”
“Tek isteğimiz özgür ve eşit bir yaşam” diyen Karami, “Ülkemi çok seviyorum ancak zorunluktan geldim. Kadının yok sayıldığı, ikinci sınıf görüldüğü bir rejimde oğlumun büyümesini istemedim. 30 yıl boyunca ben bu rejime katlanmak zorunda kaldım yeter. Henüz 20 yaşındayken ceketimin boyu kısa diye ahlak polisi tarafından karakola götürüldüm. Hayatımda duymadığım küfürlere ve hakaretlere maruz kaldım. Ailem, karakola onlara göre uygun bir kıyafet getirdikten sonra fotoğraflarım çekildi, imzam alındı ve sonra serbest bırakıldım. Benim yaşadığım bir çok kişinin yaşadığının yanında çok hafifti. Öldürülen, işkence gören, zindanlara atılanlar oldu…” diye konuştu.
İran’da kadın erkek eşitliğinin kesinlikle olmadığını vurgulayan Karami, “İran’da kadınlar her alanda ikinci sınıf muamelesi görüyor. Bu çok ama çok saçma. Düşünün, ben bir kadınım ve benim kaç tane çocuk yapacağıma bile başkası karar veriyor, buna bile karar veremiyorum. Yanımda erkek olmadan seyahat edemiyorum. Bu ve bunun gibi binlerce yasak var. Dans etmeniz, şarkı söylemeniz, bisiklete binmeniz yasak. Bunların mantıklı tek bir açıklaması yok. Günahsa herkese günah olmalı, neden sadece kadına. Yıllarca bunu sorguladığım için belki de bugün buradayım” dedi.
‘Milyonlar kafeste’
Karami sözlerine şöyle devam etti:
“İran’da yaşayanlar yıllardır bir kafesin içerisinde. Kafesten benim gibi çıkıp giden binlerce insan oldu, milyonlarca insan hâlâ o kafesin içinde. Çözüm kafesten gitmek değil, kafesi kırmak. Bu kez inşallah o kafes kırılacak ve milyonlar özgür olacak. Çünkü o kafes kırılmadıkça Mahsa Aminiler ölmeye devam edecek.”
‘Ağlayarak takip ediyorum’
Mahsa Amini’nin öldürülmesinin kıvılcımı ateşlendirdiğini belirten Karami, “Kadınlar hatta kadınlarla birlikte bazı erkekler de yıllardır bu rejime karşı. Mahsa Amini’nin öldürülmesi de artık bardağı taşırdı. Bugün İran halkı rejime karşı ciddi bir mücadele veriyor ve mücadelelerini ölümü göze alıp veriyorlar. Kadını da erkeği de çocuğu da bu mücadelenin bir parçası olmuş durumda. Ben her gün ağlayarak bu protestoları takip ediyorum. Ben de o mücadele dikkat çekmek için ne yapabilirim, seslerini nasıl duyurabilirim diye düşündüm ve ‘Saçınızın rüzgarda dalgalanmasına izin vermenizin İran’da suç olduğunu biliyor muydunuz?’ kartları dağıtmaya karar verdim. Eşim özenle bu yazının yer aldığı onlarca kart hazırladı ve ben de her kadına dağıttım. Çok olumlu dönüşler aldım” şeklinde konuştu.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında