
Sizce, dünyayı gözlükleriniz ya da lensleriniz olmadan pırıl pırıl görebilmek mümkün mü? Eğer uzun yıllardır gözlük ya da lens kullanıyorsanız bu soruya bir çırpıda evet demek sizin için zor olabilir. Ama gerçekten de çok kısa bir sürede, acısız ve ağrısız bir şekilde dünyayı tüm netliğiyle görme şansınız var. Özel Çağın Göz hastanesi doktorlarından Göz hastalıkları uzmanı Op. Dr. Kürşat Çağın İLasik hakkında önemli bilgileri bizler için yazdı.
LASIK, İngilizce “Laser-Assisted in Situ Keratomileusis” kelimesinin baş harflerinden oluşan ve Türkçe olarak; Lazer yardımıyla korneanın yerinde şekillendirilmesi anlamına gelen, miyopi, hipermetropi, astigmatizma ve presbiyopi tedavisinde gözlük veya kontakt lenslere alternatif olarak, görmenin düzeltilmesi için göz doktorları tarafından uygulanan bir cerrahi tekniktir.
1949, Kolombiya
İlk olarak 1949 yılında, Kolombiyalı göz doktoru Jose Barraquer tarafından öne sürülen bu teknik, kırma kusurlarını cerrahi olarak düzeltmenin, korneanın ön eğrilik çapını değiştirerek mümkün olabileceğini öne sürüyordu. Barraquer bu amaçla, önce serbest elle korneadan yapraksı diskler kesti, daha sonra ise bu işlemi daha hassas olarak yapabilen ve temel tasarımı modern eşdeğerlerinde de değişmemiş olan mikrokeratom adı verilen cihazı tasarladı. Korneadan kestiği yapraksı diskleri traşlayarak şekillendiren Barraquer, bu tekniğe keratomileusis adını verdi.
1981, Excimer Lazer
Buraya kadar her şey teknolojinin verdiği imkânlar doğrultusunda ilerliyordu. Ama tekniği daha da ileri götürecek olan teknoloji, bu süreci nihai haline oldukça yaklaştıracak bir adım oldu. 1981 yılında Rangaswamy Srinivasan, dokuları ve plastik gibi organik polimerleri hassas bir şekilde kesebilen, ultraviyole bir lazer olan excimer lazeri görücüye çıkardı. Ablatif Fotodekompozisyon ismi verilen bu teknik, günümüzde mürekkep püskürtmeli yazıcıların püskürtme başlıklarına şekil vermek gibi alanlarda da kullanılıyor. Bu teknikle yapılan ilk deney, 1983 yılında bir hayvan gözü üzerinde uygulandı. Deney sonucunda, excimer lazerin, çevresine ısı zararı vermeden ve mikrometre düzeyinde bir hassaslıkla dokuyu kesebildiği görüldü.
1988, İnsan Gözü Üzerinde İlk Cerrahi Uygulama
Daha sonra bu teknik yaygınlaşarak gelişti ve 1989 yılında İtalyan Lucio Buratto tarafından korneanın üzerinde mikrokeratom denilen bir cihaz yardımı ile ince bir tabaka kaldırarak eximer lazer uygulandı ve bu tabaka tekrar yerine konuldu. Bu cerrahiye LASİK ismi verildi. Ardından 1990 yılında Yunan Ionnis Pallikaris, korneadan kesilen flebin küçük bir kısmını kesmeden bırakarak bugün halen kullanılmakta olan menteşeli LASIK tekniğini geliştirdi. Ancak bu flepler hala özel bir bıçak içeren mikrokeratom yardımı ile yapılıyordu.
2000’li YILLAR İNTRALASE LASİK
Refraktif göz cerrahisinin bir formu olan Intralasik (aynı zamanda Femto-LASIK veya All-Laser LASIK olarak da bilinir) LASIK ameliyatlarındaki flebin lazer enerjisi ile oluşturulması işlemidir.
Femtolazerin babası 1999 yılında kimya dalında Nobel ödülü alan Mısırlı-Amerikan bilim adamı Ahmed Hassan Zewail’dir.
Femtosaniye lazer 1053 nm dalga boylu kırmızı ötesi lazerdir. Femtosaniye lazer, doku üzerinde 10-15 saniye içerisinde fotoiyonizasyon ile akustik bir şok oluşturarak hava kabarcıkları meydana getirir. Atılan her lazer darbesinde orada küçük bir kabarcık oluşmakta, yaratılan bu kabarcıklar birbirleriyle örtüşerek kornea flebini kaldırmaktadır. Anlaşıldığı gibi intralasik, işlemin her aşamasında lazer enerjisinin kullanıldığı, hiçbir bıçak veya cerrahi aletin kullanılmadığı ileri teknoloji bir tedavi yöntemidir.
İntralase’in Avantajları
- Lazer enerjisi ile oluşturulan flep sonrası lazer yapılacak yüzey çok düzgündür
- Flep çapı istenilen boyda olabilir özellikle geniş flep gerektiren hipermetroplarda bu önemli avantaj sağlar.
- Flapin kalınlığı istenilen mikron kalınlıkta olabilir bu yüksek miyoplarda önemli avantaj sağlar
- Flebin kenarları çok düzgündür ve içe dışa eğimi ayarlanabilir.
- Komplikasyon oranı mikrokeratomlara göre çok düşüktür.

Ziynet Sali Kıbrıs’ta Bayram Coşkusunu Sahneye Taşıdı

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları