
Çocuğu sevmeyen kişinin öğretmenlik yapamayacağını belirten Şerafettin Mutlu, 1960 yılında Adana’nın Ceyhan kazasının Gümürlü köyünde mesleğe başladığını, 2 sene Ceyhan’da çalıştıktan sonra Adana’nın Pozatlı kazasının Alpu köyüne atandığını anlattı.
5 SINIF BİR ARADA
Bu köyde tek öğretmen olarak, 5 sınıf bir arada çalıştığını söyleyen Mutlu, “Orada da öğrencilerimle gayet güzel günler geçirdim. Köylüyle gayet güzel anlaştık. Okul eski bir okul olduğu için yeni bir okul yapıldı. Yeni okula taşındık. Okulun etrafına ağaçlandırdım. Badem, akasya ağaçları diktim. Orayı da çok sevdim. Köylüler, ‘Hoca tayinini isteme ne olursun, sana bir bağ yapalım, üzümünü yetiştir sat para kazan’ dediler. Ben de ‘Sizin bu düşünceniz yanlış, ben devlet memuruyum, yarın yetişen gençler, haklı olarak öğretmenin maaşı var siz nasıl köyün malını verirsiniz derler’ dedim. Üç yılımı tamamladıktan sonra oradan tayinimi istedim. Bilecik’e verildim. Bozüyük kazasının Çamyayla Köyü’ne verildim. Bu köyde 1 buçuk ders yılı çalıştıktan sonra rahatsız nedeniyle raporlu olarak Bozüyük merkez Cumhuriyet İlköğretim Okulu’na verildim. 22 sene bu okulda sınıf öğretmenliği yaptım. Mezun ettiğim öğrencilerimin içinde mühendis olanlar var, öğretmen olanlar var, çeşitli devlet kademelerinde memur olanlar var. Adana’da gene aynı öğrencilerim devlet memuriyetlerine girmişler. Öğretmenler Gününde, bayramlarda telefon ederek hatırımı sorarlar.” dedi.
Öğretmenlik mesleğim boyunca hemen hemen bine yakın öğrenci mezun ettiğini anlatan Şerafettin Mutlu, “Her birinin ayrı ayrı anısı vardır. Hakikaten çocuğu sevmeyen kişi öğretmenlik yapamaz. Ben öğrencilerimi çok seviyordum. Onlarda beni abi, baba gibi sayarlar ve severlerdi. Mesleğimi 1987 yılına kadar devam ettirdim. Bu yıl emeklilik dilekçemizi 4 arkadaşımızla birlikte verdik ve emekli olduk. 26 yıl bir fiil çalışmışlığım oldu” dedi.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında