
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr –Elmas madeninin 57 yüzeyde kesilmiş hali olan ve mücevherlerde kullanılan pırlantalar, görüntüsüyle kadın erkek herkesi kendine hayran bırakıyor. Pırlantalı kolye ve setler Sevgililer Günü, Anneler Günü ve yılbaşı gibi özel günlerin vazgeçilmezleri arasında yer alırken, düğün ayları olan yaz döneminde ise bu ürünlere olan talep bir hayli artıyor. Alıcılar için pırlantanın göz alıcılığı kadar üzerindeki taşların gerçek olup olmadığı da büyük önem taşıyor. Bu konuda çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü son zamanlarda doğal diye satın alınan pırlanta sentetik çıkabiliyor. Peki, pırlantanın gerçek mi sentetik mi olduğunu nasıl anlayacağız?
Gerçek ve sentetik pırlantanın çıplak gözle anlaşılmasının mümkün olmadığını söyleyen Gemoloji Laboratuvarı (GLT) Yöneticisi Emre Günay, “Şunu bilmemiz gerekiyor ki sentetik elmaslar da kimyasal ve fiziksel olarak elmastır. Yer altında elmasın başına ne geliyorsa, sentetik elmas için de aynı ortam oluşturuluyor. 1-2 ay gibi bir süreden sonra da aynı özelliklerde üretiliyorlar. Kültür mantarları gibi düşünün. Bütün mantarların doğal ortamından toplanmadığını biliyoruz ve bunu böyle kabul edip güvenle tüketmeye devam ediyoruz” dedi.
ŞİKÂYETLER HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Sentetik pırlantalarla çok sık karşılaştıklarını ve bu konuda pek çok şikayet aldıklarını belirten Emre Günay, “Neredeyse her gün diyebilirim. HPHT yöntemi ile üretim yapan Çin ve CVD yöntemi ile üretim yapan Hindistan’dan dünyaya çok ciddi miktarda sentetik elmas ihraç ediliyor. Hatta online toptan veya perakende satış kanallarından bile işlem yapılıyor. Fiyatları da son 1-2 yılda inanılmaz şekilde düştü. Herkes tarafından satın alınıp kullanılabilir durumda artık” açıklamasını yaptı. Peki, böyle bir durumda ne yapılmalı?
‘LABORATUVARDA ANALİZ EDİYORUZ’
İşte tam da bu noktada Türkiye’nin gemoloji laboratuvarı devreye giriyor. Söz konusu laboratuvarda önce kızılötesi ışınlarla ardından da mor ötesi ışınlarla ürünler inceleniyor, sonrasında pırlantanın sentetik mi yoksa gerçek mi olduğu ortaya çıkıyor. Tamamıyla gerçek elmaslarla aynı özelliklere sahip olan sentetik elmaslar için laboratuvar hassasiyetinde yüksek teknolojik cihazlar kullanılarak analizlerin yapıldığı bilgisini veren Emre Günay, “Sahte taşlarda işler biraz daha kolaydır. Çünkü sahte taşlar elmas değildir. Çıplak göz ve büyüteç ile ışık kırılmalarına bakılır veya özgül ağırlık gibi kolay testlerle sahteliği anlaşılabilir” diye konuştu.
Laboratuvar sertifikalarının doğal diye alınan pırlantalı ürünlerin sentetik çıkma ihtimalini ortadan kaldırdığına vurgu yapan Emre Günay, “GLT’de ürünlerin analizleri, aynı gün ürünün büyüklük ve taş adedine göre 200-250 TL’ye yapılıyor. Sonrasında kişilere, içinde ürünün ya da taşın fotoğrafı ve altının ayarı da dahil tüm özelliklerinin yazdığı QR teknolojisi ile online olarak da her zaman her yerden sorgulanabilen sertifika veriliyor” bilgilerini paylaştı.
KÜÇÜK BOYUTTA, ÇOK FAZLA SAYIDA PIRLANTA RİSKLİ
“Tecrübelerimize göre küçük boyutta ve çok fazla sayıda pırlanta barındıran ürünlerde risk biraz daha fazla” diyen Emre Günay, “Çok küçük boyuttaki taşların daha ana üretici ülkelerden alınması sırasında da içine bilerek veya bilmeyerek karışan sentetik taşlar olabiliyor. Bu kadar küçük taşlarda laboratuvarlar dışında anlamanın da yolu maalesef yok” dedi.
‘SERTİFİKA OLMAZSA OLMAZ’
Pırlantalı ürünlerin altın ürünler gibi olmadığını, evladiyelik ürünler olduğunu aktaran Emre Günay, sözlerine şöyle devam etti:

Podyum Onunla Büyülendi! Burcu Şeritoğlu Fashion Week Türkiye’de Fırtına Gibi Esti

GAZİ KOŞUSU’NDA 99. YIL HEYECANI

DÜNYA E-BASIN KONSEYİ GENEL KOORDİNATÖRÜ EREN ŞAR’DAN YENİ DÖNEM AÇIKLAMASI

Samet Durukan: Ankaralıların Yeni Prensi

Serdar Saka’dan Müslüm Gürses Ruhuyla Sezen Aksu Şarkıları

Engin Demircioğlu’ndan Müzik Dünyasına Duygusal Bir Giriş: “Gitme” Yayında!