
İstanbul Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliğinde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Konferans Salonunda Cumhuriyetin 100. Yılında Misak-ı Milli Anma Programı düzenlendi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un katılımıyla gerçekleşen programda, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi ve akademisyenler yer aldı. Panellerle devam eden programın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Şentop, Misak-ı Milli sürecinden de söz etti.
“MARUZ KALDIĞIMIZ TEHDİTLERİ SINIRLARIMIZ ÖTESİNDE DE KARŞILIYORUZ “
TBMM Başkanı Prof. Dr. Şentop, “103 yıl önce edilen milli yeminin hedefine ve ruhuna bugün de sadakatle bağlıyız. Bugün Misak-ı Milli sınırları içerisinde mavi vatan da vardır. Bütün hak ve menfaatlerimizi her vasıtayla korumaya ve savunmaya bugün her zamankinden daha fazla muktediriz. Bugün de bizim olanı, bizden olanı, bizimle olanı korumak, savunmak ve yaşatmakla mükellef olduğumuzun şuurundayız. 103 yıl önce milli bekamıza yönelen tehditler esasen bugün de devam ediyor. Biz de maruz kaldığımız tehditleri artık sınırlarımızda karşılamıyoruz, tehditleri sınırlarımız ötesinde karşılayıp, aziz milletimizi ve gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizi güvenli bir şekilde yaşatmaya devam ediyoruz” dedi.
“MİSAK-I MİLLİ’DE KABUL EDİLEN PRENSİPLERDEN YOLA ÇIKMAMIZIN IŞIK TUTACAĞI KANAATİNDEYİM”
Prof. Dr. Şentop, “Bugün yakın coğrafyamızda olup bitenler göstermektedir ki, Misak-ı Milli ile çizilen sınırlar esasen mevcut etnik, dini, tarihi yapıya uygun sınırlardır ancak bu tam olarak gerçekleşmediği için bir takım sorunlar bölgemizi ve uluslararası barışı tehdit etmektedir. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan sorunları Misak-ı Milli temelinde yeniden ele almamızın, sorunların çözümünde siyasi ve diplomatik usullerle Misak-ı Milli’de kabul edilen prensiplerden yola çıkmamızın, adil ve kalıcı, sürdürülebilir bir barışa giden yolda bize ışık tutacağı kanaatindeyim” diye konuştu.
TÜRKİYE YÜZYILI BİR İDDİADAN DAHA FAZLASI, GERÇEKTİR
Prof. Dr. Şentop, “Devlet olarak takip ettiğimiz siyaseti, bazıları yeni Osmanlıcılık diye nitelendiriyor. Evet, Osmanlı’yı seviyoruz ve gururla anıyoruz. Tarihte kurduğumuz en kudretli devletimizdi. Şerefle anlatacağımız bir geçmişten geliyoruz ama hayalci değiliz, hayal kurmuyoruz. Kuruluşunun 100’üncü yılını görkemli bir şekilde kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın en güçlü, en güvenli, en huzurlu ve en müreffeh devleti haline getirmek için çalışıyoruz. Gayret gösteriyoruz. Tarihimizin şanlı dönemlerinden aldığımız ilham ile geleceğimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Ülkemizi, ekonomik, sosyal, kültürel anlamda, bir çekim merkezi haline getirmeye çalışıyoruz. İçinde bulunduğumuz yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapmakta kararlıyız. Cumhuriyetin 100’üncü yılı geçen bin yılın ve gelecek bin yılın kavuşma noktasıdır. Bu sebeple Türkiye Yüzyılı, bir iddiadan daha fazlası, bir gerçektir. Bir gelecektir” ifadelerini kullandı.
“TARİHİ HINCINI ALAMAMIŞ KİMİ DEVLETLER EMPERYALİST HESAPLARINDAN VAZGEÇMEDİLER “
Prof. Dr. Şentop, “Bu coğrafyadaki varlığımızı, gerçekleştirdiğimiz başarıları hazmedemeyen yüzlerce yıldır Haçlı Seferleri’yle yüzyıl öncesinin savaş ve işgalleri ile tarihi hıncını alamamış kimi devletler, emperyalist hesaplarından vazgeçmediler. Biliyoruz. Fırsat buldukları takdirde, acımasızca, vahşice saldırmaktan geri durmayacaklardır, biliyoruz. İsveç’te Danimarka’da İslam’ın mukaddes kitabına alçakça saldırıyı Türkiye Büyükelçiliği önünde yaptırmalarındaki husumeti görüyoruz, biliyoruz. Biz bu düşmanlıklarla bin yıldır bu coğrafyada var olduk, kahramanca yaşadık. Yüzyıl önce en güçsüz anlarımızda en vahşi saldırıları püskürttük. Hakkımızda yapılan hesapları, planları yırtıp attık. Biz milletimizin birliği, beraberliği, bu toprakları vatan kılan şuuru, tam bağımsızlık idealine bağlılığı ve bizi bir arada tutan, birleştiren, bir yapan değerle, mevcudiyetimizi ve istiklalimizi ebediyete kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.

Ziynet Sali Kıbrıs’ta Bayram Coşkusunu Sahneye Taşıdı

EKİN AKKAŞ BODRUMDA EĞLENCE MEKANINI AÇTI

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı