
Mert İnan – Olası büyük Marmara depremine ilişkin farklı görüşler ortaya atılmaya devam ederken, 25 Ekim günü yaşanacak Güneş tutulması öncesi yeni bir tartışma başladı.
11 Ağustos 1999 ve 29 Mart 2006’da gerçekleşen Güneş tutulmalarının ardından 25 Ekim günü Türkiye saati ile 11.58’de oluşacak güneş tutulmasını çıplak gözle izlenecek olması “Güneş tutulması depremi tetikleyebilir” söylemlerini de yeniden gündeme taşıdı.
‘Hiç ilişki yok’
İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Güneş tutulması ile deprem arasında herhangi bir ilişki olmadığına dikkat çekerek, “Son 500 yılda, 24 Güneş tutulması yaşanırken hiçbir tutulma anında deprem yaşanmadı. 11 Ağustos 1999’daki tutulmadan 6 gün sonra Kocaeli depreminin oluşması üzerinden felaket yorumu yapanlar diğer 23 tutulma sonrası neden deprem olmadığı konusunda bir açıklama yapamıyorlar” dedi.Prof. Dr. Yaltırak, bilgiye dayanmayan söylemlerin halkta tedirginliğe neden olduğunu da dile getirerek, şöyle devam etti: “Bazı kişiler 2006’daki tutulmanın ardından da şimdiki gibi açıklamalar yapmıştı. Ancak o dönem büyük deprem olmadı. Halkımız, sosyal medya üzerinden her söyleneni ciddiye almak yerine, bilim insanlarına kulak vermeli. Kusura bakmasınlar ama bazı hocalarımız da temel fizik kurallarından habersiz. Bir hocamız, Güneş tutulmasında litosferin (yer kabuğu) 25-30 santim kabaracağını dile getiriyor. 2.5 milim veya 2.5 santim dese anlayacağız ancak 25 santimlik bir kabarma gezegenlerin kütleleri açısından mümkün değil. Güneş tutulmasında yer kabuğunun 25-30 santim kabarması için Ay gezegeninin Jüpiter büyüklüğünde olması gerekir. 2006’daki tutulmadepreme neden olmadı. Sürekli halkı tedirgin edecek, bilimsel gerçekliği olmayan söylemler üzerinden korku pompalanması doğru değil.”
Şehir efsaneleri
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış da Milliyet’e yaptığı açıklamada, Güneş tutulması ile deprem arasında bir bağlantı olmadığının altını çizerek, şu görüşleri dile getirdi:
“Her doğa olayı sonrası ‘Büyük deprem olacak’ açıklaması yapılması bilim insanlığı ile çelişen bir durum. Dünyada her yıl 7’den büyük 18 deprem, 6’dan büyük 120 deprem ve 5’ten büyük 2 bin deprem meydana geliyor. Tutulmanın yer çekimine etkisi sadece gölgeden ibaret. Depremlerin tamamı yer kabuğunun 10 ile 650 km derininde meydana geliyor. Bu derinliklere tutulma etkisini olması mümkün değil. Çok sayıda bilimsel araştırmada Güneş tutulması ile deprem arasında ilişki bulunamadı. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra elektromanyetik sinyalleri ölçtük. Depreme etkisine dair en ufak bir veriye ulaşamadık. Halkımız, korku içerikli içi boş söylemlere itibar göstermesin.Karıncaya, buluta, yıldıza bakıp deprem yorumu yapanlar şehir efsanelerini ortayasaçıyor.”

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında