
Geçtiğimiz yaz yaşanan büyük yangın felaketi sonrasında Akdeniz Üniversitesi öğretim üyeleri, Manavgat’ta faaliyet gösteren yerel sivil toplum kuruluşları ve Antalya Orkidelerini ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği uzmanları, yangından doğal floranın etkilenme düzeyinin saptanması amacıyla CONIFERA Projesi çerçevesinde bir yıllık periyotta arazi gözlemleri yaptı. Özellikle orman altında yayılış gösteren endemik ve nadir bitki türlerinin izlendiği arazi çalışmalarında yangından etkilenen alanın büyüklüğü ve alandaki bitki örtüsünün yoğun tahribatının etkisi gözler önüne serildi. Yangından etkilenmeyen bölgelerde Ophrys antalyensis (Antalya orkidesi) türünün yeniden bulunması sevindirirken, Oymapınar Barajı göleti yakın çevresinde yayılış gösteren Antalya endemiği Ophrys urteae (Saman orkidesi) türünün bölge popülasyonlarının neredeyse tamamen ortadan kalkması üzüntüye sebep oldu.
40 TÜR TAKİPTE
Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Bölümü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Deniz, CONIFERA’nın en önemli alanının türler üzerinde izleme çalışmaları olduğunu belirtti. İzleme çalışmalarında Antalya ormanlarında yayılış gösteren ve durumu kritik olarak belirlenen 40 tür bitki üzerine detaylı çalışmalar yaptıklarını ifade eden Deniz, “Bu çalışmalarda yıldan yıla değişme gözlemlememiz gerekiyor. Elde edilen en önemli veri, bazı türlerin insan kaynaklı yoğun baskılara maruz kalmasıdır. Baskı sonucunda bazı türlerde daralma çok fazla. İnsan eliyle oluşan en önemli tehditlerden biri orman yangınlarıdır. Bu yangınlar maalesef türlerimizi çok olumsuz etkiledi. Etkilenmeyen bölgelerdeki türlerin de devamlılığı çok önemli. O nedenle Manavgat’ta bir iyi, bir kötü haberimiz var” diye konuştu.
Çok uzun süredir bilim dünyasına tanıtıldığı lokasyonda bulunamayan Antalya orkidesini Manavgat’ın Gençler bölgesinde yeniden bulduklarını kaydeden Deniz, çok ciddi bir biyolojik yıkıma neden olan yangında dünyada sadece Oymapınar bölgesinde yayılış gösteren saman orkidesinin popülasyonunun yarısının kaybedildiğini bildirdi.
“10 YIL SONRA BULDUK”
Arazi çalışmalarında yanan sahalara ayrı bir önem verdiklerinin altını çizen Deniz, “Manavgat yangını bilindiği gibi 2021 yılının yaz aylarında meydana geldi. Dolayısıyla türlerin etkilenmelerini görmek için 2022 yılının bahar aylarını beklememiz gerekiyordu. Bazı bölgeler çok ağır etkilendi, bazı bölgeler ise sınırda kaldı. Yanmayan sahalardaki biyolojik çeşitliliğe de odaklandık. Bunların en önemli verilerinden birisi de Antalya orkidesidir. Manavgat’ta Gençler’e kadar gelen yangın, özellikle sınır diyebileceğimiz yanmayan sahalardaki arazi çalışmalarına odaklanmamızı sağladı. O bölgelerde Antalya orkidesini 10 yıl sonra yeniden bulduk. Eğer yangın biraz daha ilerlemiş olsaydı, orkidenin bilim dünyasına ilk tanıtıldığı yer olan Gençler bölgesi sahasını kaybetmeyle karşı karşıya kalacaktık” ifadelerini kullandı.
Bu türlerin devamlılığında insan baskısının çok fazla olduğunu ifade eden Deniz, Türkiye’nin gelecekteki biyolojik çeşitliliğine sahip çıkmanın ve tehdit faktörlerinin bertaraf edilmesinin önemli olduğunu vurguladı. 40 türün içinde en çok baskıya kalanların insan yaşamıyla en fazla iç içe olan türler olduğunun altını çizen Deniz, “Kepez bölgesinde varyant yakınında ‘sığır dili’nin yayılış alanı o kadar dar ki, arazi çalışmalarında 15-20 bireyini yıllık çiçeklenme döngüsü içinde görebiliyoruz. Bir diğeri Lara kumullarının hemen arkasında yayılış gösteren Lara çöveni, çok lokal yayılışlı bir bitki türü. 150 yıl önce keşfedilmiş ve dünya üzerindeki yayılış yeri Muratpaşa ve yakın çevresi. Termesos Çiğdemi, Olimpos safranı, Akseki navruzu 40 türün içinde en dikkat çekenleridir” dedi.
ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN ÇALIŞMALARA DESTEK
Çalışmalarının hepsinde Antalya Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin desteğinin olduğunu vurgulayan Deniz, “Bölgelerdeki yayılış modellemeleri, daha sonra yeni yılda yayılışlarının bir önceki yılara göre farklılığının ortaya konması açısından Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne sürekli bir veri aktarımız söz konusudur. Bu gibi çalışmalar arkadan gelen izleme çalışmalarının öncüleridir. Tehdit faktörlerinin bertaraf edilmesinde, türlerin geleceğe aktarılması adına alınması gereken önlemleri Orman Bölge Müdürlüğü ile birlikte alıyoruz” diye konuştu.
Koruma çalışmasına saman orkidesi üzerinden örnek veren Gökhan Deniz, “Saman orkidesi toprak altında yumru taşır. O bölgedeki yayılış noktalarında arazinin tarımsal aletle sürülmemesi gerekiyor. Tütün yayılış gösterdiği bölgelerde ekolojiye uygun önlemler alınıyor” dedi.
“HEM ARAZİDE ÇALIŞIYORLAR, HEM TANITIM YAPIYORLAR”
Proje Koordinatörü Pınar Kınıklı ise, projelerinin AB fonları tarafından desteklendiğini belirterek, Antalya’da ormanlık alanlarda yayılış gösteren endemik bitki türlerinin izlenmesi, korunması ve topluma tanıtılması konusunda çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Antalya’nın ormanlarında arazi çalışmaları yaptıklarını dile getiren Kınıklı, “Antalya’da 40 hedef bitki türlerimiz var. Bu türlerinin izleme çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında türlerin çevreye ve topluma tanıtılması hakkında birçok farklı etkinlik düzenliyoruz. Tanıtım için ilkokullara yönelik resim, ortaokullara ise kompozisyon, liseler için fotoğraf yarışması düzenledik. Birçok çalıştay, eğitim ve koruma çalışmalarını proje çerçevesinde yürütüyoruz” diye konuştu.

Ziynet Sali Kıbrıs’ta Bayram Coşkusunu Sahneye Taşıdı

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları