
Meltem Günay –Yale Üniversitesi Kadın Yöneticileri Özel Liderlik Eğitimi Programı’na kabul alan ilk Türk kadın sporcu olan Bahar Toksoy Guidetti, kurduğu voleybol akademisi ile kız çocuklarının hayatına dokunuyor. Profesyonel sporculuğun yanı sıra iş hayatında ve toplumsal sorunlarla mücadelede başarılı girişimlere imza atan Guidetti, cinsiyet eşitliği için mücadele veren 25 uluslararası rol model arasında yer alıyor. Guidetti, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucusu olan ve eşi A Milli Kadın Voleybol Takımı antrenörü Giovanni Guidetti’yle kurduğu voleybol akademisinde dezavantajlı kız çocuklarına sadece sporda değil hayatın tüm alanlarında başarılı olabileceklerini hissettirmek için çalışıyor.
Kız çocuklarına üzerlerindeki önyargı ve baskılardan sıyrılmış hayaller kurabileceklerini göstermeyi amaçlayan Toksöz Guidetti, dokundukları her çocuğun kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü ve cesur genç kızlar olduğu kadar, merhaletli ve duyarlı genç kadınlara dönüşmelerini amaçlıyor.
‘İz bırakmak istiyoruz’
Kız çocuklarının sadece sporda değil farklı alanlardaki yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfetmelerine de yardımcı olmayı amaçladıklarını söyleyen Toksoy Guidetti, şunları dedi:
“Giovanni’nin hazırladığı programlar doğrultusunda, milli takım düzeyindeki antrenörler ile günde çift idman yapıyorlar. Hatta bu sene milli takımın ve dünyanın en ünlü elit sporcularının kamp yaptığı muhteşem bir tesiste konaklayacak, bire bir onların kamp hayatını deneyimleyecekler. Erkek egemen sektörlerde başarılı olmuş kadın rol modelleri ile bir araya getiriyor ve onların deneyimlerini dinlemelerini sağlıyoruz. Çok yoğun bir ilgi var ama sayıyı kısıtlayarak her çocukla bire bir ilgilenerek onların hayatında iz bırakmayı hedefliyoruz.”
‘Dönüşüm zaman alıyor’
Sorunların çözümleri için atılacak bireysel çözümleri ertelemenin koskoca bir nesli kaybetmemize yol açabileceğini dile getiren Toksoy Guidetti, dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklar için fırsat eşitliği yaratılmasının önemini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Giovanni bu bölgelerdeki kız çocuklarının hayatının sporla nasıl değişeceğini göstermek için Yarının Sultanları diye bir proje başlattı, bu bölgelerde beden eğitimi öğretmenlerine ve genç antrenör adaylarına voleybol eğitimleri veriyor.
Yetenekli olduğunu hissettiğimiz çocuklardan da akademi çatısı altında düzenlediğimiz yaz kamplarına burslu olarak getirdiklerimiz oluyor. Ülkemizde birçok branşta çok başarılı kadın sporcular var, onların yarattığı farkındalık elbette kız çocuklarının onlar gibi olabilmek için hayal kurmasını sağlıyor. Kız çocuklarının, genç kadınların esas sorunu hayal kurmak değil hayallerini gerçekleştirebilmekle ilgili. Sporun toplumsal ve çevresel sorunların çözümünde gerçekten çok büyük bir gücü var. Özellikle voleybol erkek sporcularla eşit koşullar sağladığında kadınların neler başarabileceğini gösterdikçe elimiz daha da güçleniyor. Biz de bu gücü toplumsal bir dönüşüm başlatmak için kullanmaya çalışıyoruz.”
Toplumsal cinsiyet eşitliliği mücadelesinde en büyük motivasyon kaynağının kızı Alison olduğunu söyleyen başarılı voleybolcu, kızının günün birinde “Neden bu uğurda hiçbir şey yapmadın anne” deme ihtimalinin kendisi için itici güç olduğunu belirtti.
İlk Türk sporcu
Yale Üniversitesi Kadın Yöneticileri Özel Liderlik Eğitimi Programı’na kabul alan ilk Türk kadın sporcu olan Toksoy Guidetti, “Farklı ülkelerde ve farklı alanlarda benzer mücadeleyi veren kadın liderlerle tanışma fırsatım oldu. Onların bakış açıları ve deneyimlerinden de ilham alarak spordaki cinsiyet eşitliği çabalarımızı nasıl güçlendire-bileceğimize dair yeni fikirler geldi aklıma” dedi.

SEYİRCİNİN TAKDİRİ SEKİZİNCİ FİLMİ ÇEKTİRDİ

Hızlıca İstanbul’un en iyi on mekanı arasına girdi : BEST LOUNGE THE BOSPHORUS

BERKAY’DAN HARBİYE’DE MÜZİK DOLU BİR GÖRSEL ŞÖLEN: “BU GECE BİTMESİN!”

13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Bedia Muvahhit’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenen Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, 13. yılında da sanat dünyasını İzmir’de bir araya getirdi. Haldun Dormen Sahnesi’nde, İzmir’deki Sahne Tozu Tiyatrosunun ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreni, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro sanatçıları ve sanatseverlerin katılımıyla adeta bir yıldızlar geçidine dönüştü. Törene katılan konuklar arasında törenin sanat danışmanı Haldun Dormen, onursal jüri başkanı Göksel Kortay, Sema Sarper, Mehmet Sarper, İzzet Günay, Serpil Günseli, Zerrin Tekindor, Meltem Cumbul, Halit Ergenç ve Salih Güney yer aldı. Sanat danışmanı ve ödüllerin isim babası Haldun Dormen, yaptığı konuşmada Bedia Muvahhit’in sanat mirasını yaşatmanın onurunu dile getirdi. Gecede, ilk kez törene katılan Meltem Cumbul ve Halit Ergenç başarılı tiyatroculara ödüllerini takdim etti. Usta oyuncu Zerrin Tekindor ise Haldun Dormen Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Tekindor, ödül konuşmasında salonda bulunan Halit Ergenç’e dönerek, “Bunu kim alsa çok kıskanırdım. Yani Halitçim, sen bile alsan kıskanırdım,” sözleriyle izleyicileri ve Ergenç’i güldürdü. Tören sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halit Ergenç, rol aldığı Kral Kaybederse dizisindeki imaj değişimi hakkında bilgi verdi. Ergenç, dizideki saçlarının hazırlanma sürecinin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü, temizlik sürecinin ise yarım saat aldığını belirtti. Meltem Cumbul ise dizi sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gecede sahne müziğinden ışığa, kostümden dekor tasarımına kadar birçok alanda emek veren, özel ve devlet tiyatrolarından başarılı isimler ödüllendirildi. 13. Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri, tiyatro sanatına katkı sunan isimleri onurlandırarak sanat dünyasına anlamlı bir gece yaşattı

Urla’da Gerçek Meşhur Bademli Kazandibinin Adresi: Urla Hisarönü Süt Tatlıları

İsmail Özkan’dan Yeni Şarkı: “Yalnız Adam” Yayında